sevmez

listen to the pronunciation of sevmez
التركية - الإنجليزية
likes
{i} things that are liked; preferences
Preferences
The kind or class of people that resemble, behave in a manner similar to, or are of the same social status as a certain person; ones ilk
third-person singular of like
konuk sevmez
inhospitable
sev
{f} love

I have a friend who loves me. - Beni seven bir arkadaşım var.

I no longer love you. - Artık seni sevmiyorum.

sev
{f} loved

All our teachers were young and loved teaching. - Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.

Ken's father loved Ken all the more because he was his only son. - Baba Ken'i haydi haydi severdi,çünkü onun tek oğluydu.

sev
{f} loving

It is pleasant to watch a loving old couple. - Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.

Children need loving. - Çocukların sevilmeye ihtiyacı vardır.

sev
relish
sıvı sevmez
(Tekstil) lyophobic lyophobe
yabancı sevmez
xenophobe
الكردية - التركية

تعريف sevmez في الكردية التركية القاموس.

sêv
elma
sevmez
المفضلات