He tries to be unlikable. People make fun of him, and no one praises him.
- O sevimsiz olmaya çalışıyor. İnsanlar onunla alay ediyor ve hiç kimse onu övmüyor.
Tom is extremely unlikeable.
- Tom son derece sevimsiz.
I think Tom is unlikeable.
- Sanırım Tom sevimsiz.
All this worldly wisdom was once the unamiable heresy of some wise man.
- Bütün bu dünyevi bilgelik bir zamanlar herhangi bir bilge adamın sevimsiz sapıklığıydı.
I'm not unsympathetic.
- Ben sevimsiz değilim.