sevimli

listen to the pronunciation of sevimli
التركية - الإنجليزية
cute

The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel. - Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.

My brother gave me a cute baby doll. - Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.

nice

Tom seems like a very nice man. - Tom çok sevimli bir adam gibi görünüyor.

Bob is a nice person. - Bob sevimli bir kişidir.

pretty

I think Tom is pretty cute, too. - Sanırım Tom da oldukça sevimli.

She is no doubt pretty, but she isn't beautiful. - Şüphesiz sevimli, ama güzel değil.

sweet

You guys are really sweet. - Siz gerçekten sevimlisiniz.

sympathetic
bonny
delectable
cuddlesome
user-friendly
divine
grazioso
engaging
taking
congenial
fair
likable

For all his faults, Sam is still a very likable person. - Sam, yaptığı tüm hatalarına rağmen hâlâ çok sevimli bir kişidir.

Tom is a likable guy. - Tom sevimli bir adam.

winsome
lovable

I think Tom is lovable. - Tom'un sevimli olduğunu düşünüyorum.

I was not a lovable child. - Sevimli bir çocuk değildim.

pretty, charming, likable, pleasant, cute, dainty, darling, adorable, amiable şirin
appealing
amiable

The reason for my return is that the people of Chile are extraordinarily amiable. - Dönüşüm nedeni, Şili halkının aşırı derecede sevimli olması.

lovely

He's a lovely young man. - O sevimli genç bir adam.

The stupider the child, the more lovely. - Bir çocuk ne kadar aptalsa o kadar sevimlidir.

lovable; likable; cute
winning
pleasant
prettily
darling
charming

Your eccentricities can make you either charming or tedious. - Senin eksantrikliğin seni ya sevimli ya da sıkıcı yapabilir.

Your children are so charming! - Çocukların çok sevimli!

sapid
cunning
cuddly
likeable
adorable

I've always found her unbelievably adorable. - Ben onu her zaman inanılmaz sevimli buldum.

Your kids are adorable. - Senin çocukların sevimli.

dainty
lovesome
prettier

Philip is prettier than you. - Philip senden daha sevimli.

comely
charmins
gemütlich
fey
sevimli bir biçimde
endearingly
sevimli hoş
(Muzik) amiable
sevimli kız
pretty girl
sevimli olma durumu
The situation is pretty
sevimli ve ufak tefek esmer güzeli
small and cute and beautiful brunette
sevimli yada ince duygulu
cute or subtle emotional
sevimli, neşeli
cute, fun
sevimli; nazik
cute, nice
sevimli bir hava vermek
pretty up
sevimli bir şekilde
sweetly
sevimli bir şekilde
delectably
sevimli gelmek
have a way with
sevimli görünmek
look pleasant
sevimli hoş biçimde
(Muzik) amiably
sevimli kimse
dear
sevimli kız
cutie
sevimli robotlar
(Pisikoloji, Ruhbilim) cheerful robots
sevimli şey
chuck
güzel, sevimli (insan)
nice, cute (men)
küçük ve sevimli (çocuk, kadın)
small and cute (children, women)
şar'mant sevimli
şar'mant cute
التركية - التركية
Hoşa gitme özelliği olan, hoşa giden, şirin (canlılar için)
Hoşa giden, şirin, sevilen (canlı): "Küçük çocuğun yüzü çok sevimliydi."- Y. K. Karaosmanoğlu
cana yakın
sevimli
المفضلات