sevgilisini

listen to the pronunciation of sevgilisini
التركية - الإنجليزية

تعريف sevgilisini في التركية الإنجليزية القاموس.

sevgili
darling

Are you tired, darling? - Yorgun musun, sevgilim?

My sweet darling, I miss you so much. - Benim tatlı sevgilim, seni o kadar çok özledim ki.

sevgili
{i} beloved

Happy birthday, my beloved friend. - Doğum günün kutlu olsun, sevgili arkadaşım.

His wife died leaving behind their two beloved children. - Karısı iki sevgili çocuğunu arkasında bırakarak öldü.

sevgili
{i} dear

My dear little cat disappeared a week ago. - Sevgili küçük kedim bir hafta önce kayboldu.

She ran for dear life. - O sevgili hayatı için koştu.

sevgili
{i} love

My lover doesn't love me. - Sevgilim beni sevmiyor.

The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them. - Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.

sevgili
sweetheart

Tom is such a sweetheart. - Tom böyle bir sevgili.

Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary. - Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.

sevgili
sweety
sevgili
lover

My lover doesn't love me. - Sevgilim beni sevmiyor.

Tom is not a very good lover. - Tom çok iyi bir sevgili değil.

sevgili
girlfriend

I'm going to meet my brother's girlfriend tonight. - Bu gece kardeşimin sevgilisiyle buluşacağım.

Mary thinks that she's Tom's girlfriend, but for Tom, she's just a friend. - Mary Tom'un sevgilisi olduğunu düşünüyor ama Tom için o sadece bir arkadaş.

sevgili
{i} deary
sevgili
{s} loved

Wish all my friends and loved one Happy New Year. - Bütün arkadaşlarıma ve sevgilime Mutlu Yıllar diliyorum.

sevgili
precious
sevgili
pet

You're the teacher's pet. - Sen öğretmenin sevgilisisin.

sevgili
lovely

And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way. - Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.

sevgili
boyfriend

Her boyfriend is in trouble with the law. - Sevgilisinin yasa ile başı dertte.

I'm angry with my boyfriend for forgetting about Valentine's Day. - Sevgililer Gününü unuttuğu için erkek arkadaşıma kızgınım.

sevgili
significant other

My significant other works at a language school and loves it very much. - Benim sevgilim bir dil okulunda çalışıyor ve onu çok seviyor.

sevgili
truelove
sevgili
lass
sevgili
sweetie
sevgili
sweet

Tom is such a sweetheart. - Tom böyle bir sevgili.

Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary. - Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.

sevgili
queen
sevgili
lady

I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective. - Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.

sevgili
(Argo) mellow
sevgili
cuddly
sevgili
dulcinea
sevgili
well-beloved
sevgili
pigsney
terketmek (sevgilisini)
jilt
sevgili
girl

Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play. - Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.

To tell the truth, she is my girlfriend. - Gerçeği anlatmak gerekirse o benim sevgilim.

sevgili
steady
sevgili
valentine

I wish it was Valentine's Day! - Keşke sevgililer günü olsa!

Tom and Mary are talking about what they'll do on Valentine's Day. - Tom ve Mary Sevgililer Günü'nde ne yapacakları hakkında konuşuyor.

sevgili
ladylove
sevgili
ducky
sevgili
dearling
sevgili
my beloved
sevgili
girlfriends
sevgili
well beloved
sevgili
doxy
sevgili
beau

Translations are like lovers- the beautiful ones are never faithful, and the faithful ones are never beautiful. - Çeviriler sevgililer gibidir.Güzel olanlar sadık değildir ve sadık olanlar güzel değildir.

sevgili
inamorato
sevgili
favorite
sevgili
paramour
sevgili
fancy man
sevgili
Dear ..., (used as the salutation of a friendly letter)
sevgili
duckie
sevgili
duck
sevgili
fellow
sevgili
Jill
sevgili
gill
sevgili
(one's) beloved, sweetheart
sevgili
beloved, dear, darling
sevgili
feller
sevgili
lover, darling, sweetheart, love; girlfriend, girl; boyfriend; dear, beloved
sevgili
favourite [Brit.]
sevgili
dearie
sevgili
dove
sevgili
inamorata
sevgili
flame
sevgili
concubine
sevgili
gallant
sevgili
true love
sevgili
favourite
sevgili
dearest

They are our dearest friends. - Onlar bizim en sevgili arkadaşlarımız.

sevgili
moll
sevgili
leman
التركية - التركية

تعريف sevgilisini في التركية التركية القاموس.

Sevgili
emre
Sevgili
yavuklu
Sevgili
manita
Sevgili
efuli
Sevgili
mühür gözlü
Sevgili
canan
Sevgili
can gözdesi
Sevgili
dava
Sevgili
servi boylu
sevgili
Sevgi ve bağlılık duyulan: "Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol / Ey hak, yaşa; ey sevgili millet, yaşa var ol."- T. Fikret
sevgili
Sevgi ve bağlılık duyulan
sevgili
Sevilen ve âşık olunan kimse, dost, yâr
sevgilisini
المفضلات