set on the feet, settled, lasting, stagnant

listen to the pronunciation of set on the feet, settled, lasting, stagnant
الإنجليزية - التركية

تعريف set on the feet, settled, lasting, stagnant في الإنجليزية التركية القاموس.

standing
(Ticaret) devamlılık
standing
akmaz
standing
geçerlilik
standing
devam

Çocuk bir süre durmaya devam etti. - The boy kept standing for a while.

O yol boyunca ayakta durmaya devam etti. - He kept standing all the way.

standing
süreklilik
standing
devamlı
standing
ayakta duran

Orada ayakta duran kız Mary'dir. - The girl standing over there is Mary.

Orada ayakta duran kız Mary'dir. - The girl standing there is Mary.

standing
süreklilik/mevki
standing
{i} mevki
standing
{i} yer

Sandalyemiz yok. Ayakta dururken yer misin? - We're out of chairs. Would you mind eating while standing up?

Sadece, Nürnberg Bölgesel Ekspres treninde ayakta duracak yer vardı. - There was standing room only in the Regional Express to Nuremberg.

standing
{s} sürekli
standing
sürekli/durgun/duran
standing
{i} geçmiş
standing
{s} her zaman geçerli olan
standing
{s} durgun
standing
{i} itibar
الإنجليزية - الإنجليزية
{a} standing
set on the feet, settled, lasting, stagnant
المفضلات