Eğri büğrü ağaç bile gölge verir.
- Even crooked tree gives shade.
Oğlumun ön dişleri çarpık çıktı.
- My son's front teeth have come in crooked.
Benim çarpık dişlerim var.
- I have crooked teeth.
Eğri büğrü ağaç bile gölge verir.
- Even crooked tree gives shade.
Sami sahtekar bir polisti.
- Sami was a crooked cop.
That picture is crooked - could you straighten it up for me?.