تعريف servicing في الإنجليزية التركية القاموس.
- doldurma
- bakım
- hizmet
- (Askeri) HİZMETE HAZIRLAMA, GENEL BAKIM: Motorlu araçların gerekli şekilde çalışmalarını temin için yapılan temizleme, yağlama, akaryakıt, yağ, soğutucu maddelerin ikmali ve lastiklere hava verilmesinden ibaret işler. Bak. "common servicing", "cross servicing", "interservice support" ve "joint servicing"
- (Askeri) genel bakım
- (Askeri) hizmete hazırlama
- service
- hizmet
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Japonya'da iyi hizmet için bahşiş vermek geleneksel değildir.
- In Japan it is not customary to tip for good service.
- service
- servis
Bahşiş ve servis ücreti dahil mi?
- Are the tip and service charge included?
Gizli servis onu saldırıya karşı koruyor.
- The secret service guards him against attack.
- servicing charges
- (Ticaret) servis ücretleri
- servicing check
- (Askeri) hizmete hazırlama muayenesi
- servicing check
- (Askeri) HİZMETE HAZIRLAMA MUAYENESİ: Bir ana parça veya sistemin düzgün şekilde işlemesini veya düzgün birleştirilmesini ya da kilitlenmesini sağlamak. (İmkan varsa, belirli bir şekil ve ölçüye göre bir zaman, basınç, ısı, boyut veya diğer miktar ölçüsü karşılaştırması yapmak)
- servicing instruction
- (Askeri) HİZMETE HAZIRLAMA TALİMATI: İngiliz Hava Kuvvetlerindeki anlamıyla, bir uçak veya uçak teçhizatındaki bozukluğu gidermek veya önlemek için yayınlanmış bir talimat. Bu maksatla, yapılacak işlem acil veya önemli olabilir. Bir arıza ilk bakışta göze çarpmayabilir ve bir arızanın ortaya çıkması ihtimalini önlemek birkaç muayeneye ihtiyaç gösterebilir
- servicing instruction
- (Askeri) hizmete hazırlama talimatı
- servicing rights
- (Ticaret) hizmet sunma hakları
- servicing the debt
- (Ticaret) borç yönetme
- Service
- (Askeri) Kuvvet Komutanlığı
- service
- set
- service
- (Otomotiv) yıkama ve yağlama
- service
- yardım hattı hizmeti
- service
- (Biyoloji) v.hizmet ver: n.hizmet
- service
- bakımını yapmak
- service
- (Gıda) sofra takımı
- service
- işgörü
- service
- merasim
- service
- işletme
- service
- bakım yapmak
- service
- (Ticaret) dokunulamayan
- service
- hizmet etmek
- service
- kullanma süresi
- service
- bildirme
- service
- bakim yapmak
- service
- hizmet ver
- service
- hava
Pilotlar telsizle havaalanı hizmetleri ile iletişim kurar.
- Pilots communicate with airport services by radio.
Havalimanına otobüs servisi var mı?
- Is there bus service to the airport?
- service
- idare
- service
- kara
- service
- yardım
Belki de yardımcı olabilirim.
- Maybe I can be of service.
Servis temsilcisi problemi çözmeme yardım etti.
- The service agent helped me solve my problem.
- service
- vazife
- service
- görev
Sami iki yıllık askerlik görevini bitirdi.
- Sami finished his two years of military service.
Askerlik görevimi Ankara'da yaptım.
- I had my military service in Ankara.
- service
- {f} servis ver
- service
- bakmak
- service
- ayin
- service
- huk.tebliğ
- service
- tören
- service
- yarar
- service
- onarmak
- service
- (konakçı/vb.'de) servis
- service
- tapınma
- service
- bakımını sağlamak
- debt servicing
- borç servisi
- factory servicing
- fabrika hizmet
- service
- hizmet ver(mek)
- service
- servisi
- aircraft servicing
- (Askeri) uçağı hizmete hazırlama
- aircraft servicing
- (Askeri) TAYYAREYİ HİZMETE HAZIRLAMA: Tayyarelerin; akaryakıt, yağ ve tazyikli gaz nevinden sarf edilebilen malzemesini evvelce tespit edilmiş seviye, basınç, miktar ve ağırlıklarda tamamlama
- aircraft servicing connector
- (Askeri) UÇAK SERVİS BAĞLANTISI: Uçağa ve/veya yerdeki teçhizata monte edilmiş ikmal ve/veya hizmetin yürütülmesini sağlayan bir düzenek
- aircraft transient servicing
- (Askeri) GEÇİCİ UÇAK HİZMETLERİ: Uçağın tahsis edildiği teşkilattan başka bir teşkilat tarafından uçağa sağlanan ve karşılığında para istenebilen hizmetler. Ayrıca bakınız: "aircraft cross-servicing"
- common servicing
- (Askeri) ADİ HİZMET: Bir kuvvet komutanlığı tarafından bir başka kuvvet komutanlığını desteklemek maksadıyla yapılan fakat desteği gören Kuvvet Komutanlığı tarafından bir ödeme yapılmasına ihtiyaç göstermeyen hizmet. Ayrıca bakınız: "servicing"
- cost of servicing the debt
- borç ödeme maliyeti
- cross servicing
- (Askeri) (NATO) KARŞILIKLI HİZMET: Bir kuvvet veya milli unsur tarafından diğer bir kuvvet veya milli unsur için yapılan ve bu nedenle bedeli istenebilen bir hizmet
- joint servicing
- (Askeri) MÜŞTEREK HİZMET: İki veya daha fazla kuvveti desteklemek amacıyla personeli ortaklaşa sağlanmış ve finanse edilmiş bir teşkilat tarafından yapılan hizmet. Bak. "interservicing support" ve "servicing". JOINT STAFF (AMERİKA SAVUNMA KURULU) (AMERİKAN SAVUNMA (BAKANLIĞI): MÜŞTEREK KARARGAH: Aynı ülkenin iki veya daha çok kuvvet komutanlığı mensuplarından teşkil edilmiş karargah heyeti. JOINT STAFF (AMERİKA SAVUNMA KURULU) (AMERİKAN SAVUNMA (BAKANLIĞI): MÜŞTEREK KARARGAH: Birleştirilmiş ya da özel olarak belirlenmiş bir komuta görevinin veya bir müşterek görev kuvvetinin başındaki komutanın emrindeki ve bu kuvveti oluşturan Kuvvet Komutanlıklarının mensuplarını da içine alan karargah. Bu kuvvet mensupları, komutanın kuvveti oluşturan unsurların taktiklerini, tekniklerini, ihtiyaçlarını ve sınırlamalarını anlayabileceği bir şekilde tayin edilmelidir. Karargahtaki kadrolar, Kuvvetlerin bu kuvvet içindeki temsil ve etkisi genel olarak kuvvetin kuruluşunu yansıtacak şekilde paylaştırılmalıdır. JOINT STAFF (AMERİKA SAVUNMA KURULU) (AMERİKAN SAVUNMA (BAKANLIĞI): MÜŞTEREK KURMAY BAŞKANLARI KARARGAHI: Değişik 1947 tarihli Milli Güvenlik Kanununa göre kurulmuş Müşterek Kurmay Başkanları Karargahı. Ayrıca bakınız: "organization of the joint chiefs of staff; staff"
- periodic servicing
- (Askeri) (AIRCRAFT) PERİYODİK BAKIM; DÖNEMLİ BAKIM (HAVA ARACI): Bak. "periodic inspection"
- periodic servicing
- (Askeri) dönemli bakım
- periodic servicing
- (Askeri) periyodik bakım
- service
- hizmetçili
- service
- {f} çiftleştirmek (kısrak)
- service
- (Askeri) HİZMET: Başlıca görevi muharebeye katılmaktan ziyade diğer teşkillere muharebe dışı destek sağlamak olan bir Kara Ordusu sınıfına veya teşkiline ait veya bununla ilgili
- service
- {i} bildiri
Geri bildiriminiz önemli ve mümkün olan en iyi hizmeti nasıl sağlayabileceğimizi bilmemize yardım edecek.
- Your feedback is important and it will help us to know how we can provide the best service possible.
Nasıl hizmet edebileceğimizi bize bildirin.
- Let us know how we can be of service.
- service
- {i} üvez
- service
- {i} destek birliği
- service
- {f} yardım etmek
- service
- {f} tamir etmek
- service
- {i} işleme
- service
- {i} uşaklık
- service
- {i} dinsel tören
- service
- servis/hizmet
- service
- {i} faaliyet
- service
- {i} memuriyet
- service
- {f} hizmet vermek
- service
- {i} fayda
- service
- {f} (erkek hayvan) -e aşmak, (dişisiyle) çiftleşmek
- service
- {i} ibadet
- service
- {i} hizmetçilik
- service
- (sıfat) hizmet
- service
- {i} askerlik
Tom askerlikten kaçtı.
- Tom avoided military service.
Sami iki yıllık askerlik görevini bitirdi.
- Sami finished his two years of military service.
- service
- {i} servis atışı
- service
- {i} iş
Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.
- The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
Amerika Birleşik Devletlerinde, geçtiğimiz yirmi yıl boyunca 20 milyon yeni iş yaratılmıştır, onların çoğu hizmet sektöründedir.
- In the United States, 20 million new jobs have been created during the past two decades, most of them in the service sector.
- service
- {i} spor servis
- service
- {i} dini tören
- service
- {i} tebliğ
- service
- {i} kayaarmudu
- service
- {i} servis takımı
- service
- {f} müşteriye bakmak
- service
- teçhizatını tamamlamak
- service
- {i} üvez ağacı
- service
- {i} tamirhane
- service
- {f} hizmet et
Biz birine hizmet etmeyi reddetme hakkını saklı tutuyoruz.
- We reserve the right to refuse service to anyone.
- service
- {i} kulluk
- service
- çiftleşmek
- service
- bakım
Bugün arabamı bakım yaptırmaya götürdüm.
- I took my car to have it serviced today.
Arabanın bakıma ihtiyacı var.
- The car needs a service.