sersemleşmiş

listen to the pronunciation of sersemleşmiş
التركية - الإنجليزية
besotted
infatuated
intoxicated
Simple past tense and past participle of besot
intellectually or morally blinded
{s} intoxicated; stupefied, bewildered
very drunk
past of besot
If you are besotted with someone or something, you like them so much that you seem foolish or silly. He became so besotted with her that even his children were forgotten. = infatuated. be besotted (with sb/sth) to love or want someone or something so much that you cannot think or behave sensibly (sot (14-17 centuries), from sot (11-18 centuries); SOT)
Made sottish, senseless, or infatuated; characterized by drunken stupidity, or by infatuation; stupefied
sersem
{i} silly
sersem
{s} foolish
sersem
oaf
sersem
stupid
sersem
booby
sersem
(Argo) nut
sersem
besotted
sersem
(Argo) crank
sersem
stunned

He was stunned by her beauty. - Onun güzelliği ile sersemdi.

Tom is so stunned he can hardly speak. - Tom öyle sersemledi ki zorlukla konuşabiliyor.

sersem
(Argo) lunatic
sersem
groggy

I wonder if Tom is still groggy. - Tom'un hâlâ içki sersemi olup olmadığını merak ediyorum.

You look a little groggy. - Biraz uyku sersemi görünüyorsun.

sersem
(deyim) out to lunch
sersem
(Argo) cuckoo
sersem
addle-headed
sersem
addle-brained
sersem
(Argo) featherbrain
sersem
(Argo) screwball
sersem
(Argo) kook
sersem
light-headed

Tom felt a little light-headed. - Tom biraz sersemlemiş hissetti.

sersem
addled
sersem
clot
sersem
oafish
sersem
birdbrain
sersem
woozy

I felt a little woozy. - Biraz sersem hissettim.

Tom was feeling woozy. - Tom sersem hissediyordu.

sersem
mindless
sersem
{i} slob
sersem
dozy
sersem
nincompoop
sersem
giddy

I am as light as a feather, I am as happy as an angel, I am as merry as a school-boy. I am as giddy as a drunken man. A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world. - Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.

sersem
dull
sersem
dizzy

I'm starting to feel dizzy. - Sersemlemiş hissetmeye başlıyorum.

Tom seemed to be dizzy. - Tom sersemlemiş görünüyordu.

sersem
foggy
sersem
happy

I am as light as a feather, I am as happy as an angel, I am as merry as a school-boy. I am as giddy as a drunken man. A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world. - Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.

sersem
scatterbrained
sersem
muddleheaded, addlepated
sersem
scatterbrain

I've never seen such a scatterbrain. - Hiç böyle bir sersem görmedim.

Oh no! I left my umbrella on the train. You are a scatterbrain! - Olamaz! Şemsiyemi trende unuttum. Ne sersem şeysin!

sersem
clod
sersem
gunsel
sersem
stupefied, dazed, stunned, bewildered; confused, muddled; stupid, dozy
sersem
addle headed
sersem
sheepish
sersem
muddleheaded
sersem
muzzy
sersem
dope
sersem
confused, muddled, addled, bumfuzzled
sersem
nitwit
sersem
dullard
sersem
stupefied, dazed
sersem
opaque
sersem
addle-pated
sersem
addle brained
sersem
scatty [sl.]
sersem
ninny
sersem
spoony
sersem
drowsy
sersem
light headed
sersem
{s} scatty
sersem
lightheaded

The sight of blood makes me feel queasy and lightheaded. - Kan görme beni kusacak gibi ve sersem hissettiriyor.

sersem
addle pated
sersem
slaphappy
التركية - التركية

تعريف sersemleşmiş في التركية التركية القاموس.

Sersem
(Osmanlı Dönemi) SERSAM
sersem
Düşünmeden hareket eden, ne yaptığının farkında olmayan
sersem
Herhangi bir sebeple bilinci ve duyguları zayıflamış olan
sersemleşmiş
المفضلات