serbest bırak

listen to the pronunciation of serbest bırak
التركية - الإنجليزية
{f} free

They were freed to work for themselves. - Kendileri için çalışmak üzere serbest bırakıldılar.

The prisoners were set free. - Mahkumlar serbest bırakıldı.

liberate
emancipate
{f} released

Tom was released from prison last month. - Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.

The prisoner asked to be released early. - Tutuklu erkenden serbest bırakılmasını istedi.

set free

The prisoner was set free yesterday. - Tutuklu dün serbest bırakıldı.

Those prisoners were set free yesterday. - Şu tutuklular dün serbest bırakıldı.

deallocate
{f} release

Don't release that dog. - O köpeği serbest bırakmayın.

Iran balks at release of American woman. - İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.

let go

Tom refused to let go. - Tom serbest bırakmayı reddetti.

{f} liberated
{f} emancipated
make free
setfree
serbest bırak
المفضلات