The drugs on the shelf can be freely sold.
- Raftaki ilaçlar serbestçe satılabilir.
This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
- Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
They were encouraged not to let their cattle roam freely.
- Sığırlarının serbestçe başıboş gezinmelerine izin vermemeleri teşvik edildi.