Ben bir cümle değilim.Tatoeba'dan silinmiş olmam gerekir.
- I'm not a sentence. I should be deleted from Tatoeba.
Lütfen Tatoeba'da cümleyi cümle için çevirin.
- Please translate sentence for sentence in Tatoeba.
Sami cinayetten hüküm giydi ve ölüm cezasına çarptırıldı.
- Sami was convicted of murder and sentenced to death.
Tom o hapishanede ömür boyu hapse mahkum tek hükümlü olduğunu öğrendi.
- Tom learnt that he was the only convict sentenced to life imprisonment in that prison.
Bu haksız bir mahkeme kararıydı.
- It was an unjust sentence.
Malcom birçok mahkeme kararında onun adını görmekten usandığı için Tom'u öldürdü.
- Malcom killed Tom because he was tired of seeing his name in lots of sentences.
Her gün Tatoeba'da 20 tane cümle yazmaya karar verdim.
- I've decided to write 20 sentences on Tatoeba every day.
Tatoeba'da günde 20 tane cümle yazmaya karar verdim.
- I decided to write 20 sentences a day on Tatoeba.
Hakim Tom'u altı ay hapse mahkum etti.
- The judge sentenced Tom to six months in jail.
Hakim Tom'u üç yıl hapse mahkûm etti.
- The judge sentenced Tom to three years in prison.
Yahudiler toplama kamplarına ilk ne zaman gönderilmişlerdi?
- When were Jews first sent to the concentration camps?
Tabaklar yanlış masaya gönderilmiş.
- The dishes got sent to the wrong table.
Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
Size gönderilen şeylerin hepsinden emin olacağım.
- I'll make sure all of your things get sent to you.
Tom bir sipariş için dükkâna gönderildi.
- Tom was sent on an errand to the store.
Birçok Amerikan savaş gemisi Panama'ya gönderildi.
- Several American warships were sent to Panama.
Tom hapishanede yirmi yıla mahkûm edildi.
- Tom was sentenced to 20 years in prison.
Tom alkollü araba kullanmaktan beş gün hapis ve bir yıl göz hapsine mahkûm edildi.
- Tom was sentenced to five days in jail and a year on probation for drunken driving.
Fakat o, cezayı etkilemez.
- But that doesn't affect the sentencing.
O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
- He was sent to jail for murder.
Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
- If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
Yargı ve hüküm farklı şeylerdir.
- A verdict and a sentence are different things.
Bu tümcede bir yazım hatası var.
- This sentence has a typo.
Tom bu sözü gerçekten seviyor.
- Tom really likes this sentence.
Böyle bir sözlükte buzdolabı ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.
- In a dictionary like this one there should be at least two sentences with fridge.
The children were made to construct sentences consisting of nouns and verbs from the list on the chalkboard.
The court returned a sentence of guilt in the first charge, but innocence in the second.
The judge declared a sentence of death by hanging for the infamous cattle rustler.
Men (saith an ancient Greek sentence) are tormented by the opinions they have of things, and not by things themselves.
The judge sentenced the embezzler to ten years in prison, along with a hefty fine.
After the verdict, the sentencing was not delayed.
There were no sentencing guidelines for this crime.