Tom o hapishanede ömür boyu hapse mahkum tek hükümlü olduğunu öğrendi.
- Tom learnt that he was the only convict sentenced to life imprisonment in that prison.
Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.
- You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.
- I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do.
Yargı ve hüküm farklı şeylerdir.
- A verdict and a sentence are different things.
Zorunlu asgari hüküm on yıldır.
- The mandatory minimum sentence is 10 years.
Malcom birçok mahkeme kararında onun adını görmekten usandığı için Tom'u öldürdü.
- Malcom killed Tom because he was tired of seeing his name in lots of sentences.
Bu haksız bir mahkeme kararıydı.
- It was an unjust sentence.
Tatoeba'da günde 20 tane cümle yazmaya karar verdim.
- I decided to write 20 sentences a day on Tatoeba.
Malcom birçok mahkeme kararında onun adını görmekten usandığı için Tom'u öldürdü.
- Malcom killed Tom because he was tired of seeing his name in lots of sentences.
Hakim Tom'u üç yıl hapse mahkûm etti.
- The judge sentenced Tom to three years in prison.
Mahkeme onu ölüme mahkum etti.
- The court sentenced him to death.
Yahudiler toplama kamplarına ilk ne zaman gönderilmişlerdi?
- When were Jews first sent to the concentration camps?
Tabaklar yanlış masaya gönderilmiş.
- The dishes got sent to the wrong table.
Snapchat'te gönderilen resimler birkaç saniye sonra imha edilir.
- Pictures sent on snapchat are destroyed after a few seconds.
Uzaya ilk gönderilen kişinin Neil Armstrong değil de, Yuri Gagarin olduğu bilinmektedir.
- The first person to have been sent to space is known to be Yuri Gagarin, not Neil Armstrong.
Tom bir sipariş için dükkâna gönderildi.
- Tom was sent on an errand to the store.
Dosya bakanlığa gönderildi.
- The record was sent to the ministry.
Tom hapishanede yirmi yıla mahkûm edildi.
- Tom was sentenced to 20 years in prison.
Onun oğlu hapis cezasını çekiyor.
- His son is serving his sentence.
Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
- If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
- He was sent to jail for murder.
Yargı ve hüküm farklı şeylerdir.
- A verdict and a sentence are different things.
Bu tümcede bir yazım hatası var.
- This sentence has a typo.
Haydi bu konuda yeni sözcük haznesiyle cümleler bulun, yandaki _____ listesine onları ekleyin; ve çevirin.
- Let's find sentences with new vocabulary on this topic, add them to the following list: _____; and translate them.
Tom bu sözü gerçekten seviyor.
- Tom really likes this sentence.
The children were made to construct sentences consisting of nouns and verbs from the list on the chalkboard.
The court returned a sentence of guilt in the first charge, but innocence in the second.
The judge declared a sentence of death by hanging for the infamous cattle rustler.
Men (saith an ancient Greek sentence) are tormented by the opinions they have of things, and not by things themselves.
The judge sentenced the embezzler to ten years in prison, along with a hefty fine.