That's not the worst-case scenario.
- Bu kötü senaryo değil.
That scenario is unlikely.
- O senaryo muhtemel değil.
Can you write a script for me?
- Benim için bir senaryo yazabilir misin?
I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script?
- Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?
She became famous after having written the screenplay for that movie.
- O film için senaryo yazdıktan sonra ünlü oldu.
Sami just finished a screenplay.
- Sami bir senaryoyu henüz tamamladı.