selamlar

listen to the pronunciation of selamlar
التركية - الإنجليزية
regards

Give my regards to him. - Ona selamlarımı gönder.

Please send my regards to your wife. - Lütfen, eşinize selamlarımı iletin.

we salute you
remembrances
respects
compliments
{i} greetings

Greetings are the basis of good manners. - Selamlar, görgü kurallarının temelidir.

Greetings from Cornwall! - Cornwall'dan selamlar!

my best compliments
selam
greeting

I give greetings to everyone. - Ben herkese selam veriyorum.

We exchanged greetings. - Birbirimizi selamladık.

selam
hi!

In case you see him, please say hello to him for me. - Onu görürsen, lütfen benim için ona selam söyle.

Hi. How are you doing? - Selam. Nasıl gidiyor?

selâmlâr göndermek
convey greetings
selam
hello

Please say hello to her. - Lütfen ona selam söyle.

In case you see him, please say hello to him for me. - Onu görürsen, lütfen benim için ona selam söyle.

selam
salaam
selam
(Konuşma Dili) Hello!/Hi!
selam
regard

In case you see him, give him my regards. - Onu görürsen, ona selamlarımı ilet.

Give my regards to him. - Ona selamlarımı gönder.

selam
(Muzik) ave maria
selam
chin chin
selam
remember
selam
regards

Please send my regards to your wife. - Lütfen, eşinize selamlarımı iletin.

My father gives you his regards. - Babam sana selamını söyledi.

selam
salute

I don't salute your flag. - Bayrağınızı selamlamam.

I don't salute their flag. - Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.

selam
salutation
selam
salut

The president saluted the public. - Devlet başkanı halkı selamladı.

I don't salute your flag. - Bayrağınızı selamlamam.

herkese selamlar
hi everybody
herkese selamlar
hi everyone
herkese selamlar
hi all
selam
ave
selam
felicitate
selam
hallo
selam
(Konuşma Dili) howdy
selam
hi
selam
saluted
selam
hi there
babanıza selamlar söyleyin
Please give my kind regards to your father
selam
greeting, salutation, salute; hi!
selam
(Askeriye) salute
selam
greeting, salutation, hello
التركية - التركية

تعريف selamlar في التركية التركية القاموس.

SELAM
(Osmanlı Dönemi) Allah'ın (C.C.) rızasına erişmek için mü'minlerin birbirlerine yaptığı dua. Mü'minler birbirleriyle karşılaştıklarında büyük küçüğe; yürüyen durana; azlık çokluğa; hayvan veya vasıta üzerinde olan yerde yürüyene; yüksekteki aşağıdakine "Selâmün aleyküm" der. Selâmı alan "Ve Aleykümüsselâm ve Rahmetullâhi ve Berekâtühu" diyerek cevap verir. Evvelâ selâm veren daha çok sevap kazanır. Selâm vermek sünnet, almak
SELAM
(Osmanlı Dönemi) Ayıplardan, âfetten sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh. Asâyiş. Bütün korktuklarından emin olma
selam
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine sözle veya işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme
selam
Esenlik dilemek
selamlar
المفضلات