Tom'a bir hayli hayranım.
- I admire Tom a great deal.
O bir hayli sabır gösterdi.
- He displayed a great deal of patience.
Onun konuşması onun çok şey bildiğine beni inandırdı.
- His talk led me to believe that he knows a great deal.
Bugün yapacak çok işim var.
- I have a great deal to do today.
Parkta pek çok sayıda insan var.
- There are a great many people in the park.
Baharda pek çok turist Kyoto'yu ziyaret eder.
- A great many tourists visit Kyoto in spring.
Bu benim için oldukça çok şey ifade ederdi.
- It would mean a great deal to me.
O, oldukça çok kazanır.
- He earns a great deal.