sefi̇h

listen to the pronunciation of sefi̇h
التركية - التركية
(Hukuk) Zevk ve eğlenceye düşkün, parasını düşüncesizce harcayan
(Osmanlı Dönemi) Zevk ve eğlenceye düşkün. Sefahete düşmüş. Malını düşünmeden harcayan
sefih
(Osmanlı Dönemi) helâl olmayan zevk ve eğlencelere düşkün, sefâlete düşmüş kimse
sefih
Zevk ve eğlenceye düşkün, uçarı: "İçer, kumar oynar, başına bir sürü sefih insan toplardı."- H. E. Adıvar
sefih
Zevk ve eğlenceye düşkün, uçarı
sefi̇h
المفضلات