seen of

listen to the pronunciation of seen of
الإنجليزية - التركية
görmüş
seen
görülen

Gökyüzünde görülen çok sayıda yıldızlar vardı. - There were several stars to be seen in the sky.

Gökyüzünde görülen bir sürü yıldız vardı. - There were a lot of stars seen in the sky.

seen
gözükmek
seen
görülmek

Onlarla görülmekten utanmam. - I am not ashamed to be seen with them.

Onunla görülmek istemiyorum. - I don't want to be seen with him.

seen
görünmek

Sami çıplak görünmek istemedi. - Sami didn't want to be seen naked.

Onunla beraber görünmek istemiyorum - I don't want to be seen in his company.

seen
{f} gör

Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim. - I had never seen a panda until I went to China.

Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim. - I've never seen such a wonderful sunset.

see of
görmek
seen
görüldü

O, evin dışına giderken görüldü. - He was seen going out of the house.

Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler. - The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.

seen
görmüş

Tom Boston'u ziyaret ettiğinde Mary'yi görmüş olmalı. - Tom must have seen Mary when he visited Boston.

O daha iyi günler görmüş olmalı. - She must have seen better days.

seen
f., bak. see 1
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف seen of في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

seen
{a} perceived, beheld, skilled, versed
seen
Seen is the past participle of see. Past participle of see. the past participle of see
seen
past participle of see
seen
Versed; skilled; accomplished
seen
of See
seen of

    التركية النطق

    sin ıv

    النطق

    /ˈsēn əv/ /ˈsiːn əv/

    علم أصول الكلمات

    [ 'sE ] (verb.) before 12th century. Middle English seen, from Old English sEon; akin to Old High German sehan to see and perhaps to Latin sequi to follow; more at SUE.
المفضلات