Mahkeme oturumu üç saat sürdü.
- The court session lasted for three hours.
Yüksek mahkeme yargıçları kanunları yorumlarlar.
- Judges on the Supreme Court interpret the laws.
Kral VIII. Henry, Londra'dan çok uzak olmayan Thames Nehri üzerindeki sarayı Hampton Court'ta bir tenis kortuna sahipti.
- King Henry VIII had a tennis court at Hampton Court, his palace on the River Thames, not very far from London.
Yeni saray soytarısıyla tanıştın mı?
- Have you met the new court jester?
Yatak odamın pencereleri avluya bakar.
- The windows of my bedroom face the courtyard.
Müşterimiz dışarıdan istenmeyen bakışları önlemek amacıyla iç avlusu olan bir ev inşa etmek istiyor.
- Our client wants to build a house with an internal courtyard in order to avoid unwelcome gazes from the outside.
Konu mahkemeye taşındı.
- The matter was brought into court.
O konuda Anayasa Mahkemesi tarafından karar verildi.
- That matter was decided by the Supreme Court.
Bir yargıtay üyesiydi.
- He was a member of the Supreme Court.
Yargıtay yasanın yasa dışı olduğuna karar verdi.
- The Supreme Court ruled that the law was illegal.
Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
- He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.
Kurbanın katili tarafından yapılan çarpıcı betimleme, gözyaşları içinde mahkemeyi terk eden annesine çok ağır geldi.
- The graphic description of the victim's murder was too much for his mother, who ran out of the court in tears.