Tom bunu yapmada becerikli.
- Tom is skillful at doing that.
Ya becerikli ya da tembel ama her ikisi değil.
- Either skillful or lazy. But not both.
Erkek kardeşi sakardır, ama o usta bir cerrahtır.
- His brother is all thumbs, but he is a skillful surgeon.
Onunla çok ustaca başa çıktın.
- You handled that very skillfully.
Aleti ustalıkla idare etti.
- He handled the tool skillfully.
Kız parmakları ile yeteneklidir.
- The girl is skillful with her fingers.
Bu takımın daha yetenekli oyunculara ihtiyacı var.
- The team needs more skillful players.