Filmi görmek istiyorum.
- I'd love to see the movie.
O dün bizi görmek için geldi.
- She came to see us yesterday.
Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur.
- The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.
Bu filmi seyretmek isteyeceğini sandım.
- I thought you'd want to see this movie.
Bu filmi seyretmek zorundasın.
- You have to see this movie.
Lütfen ayrıntılar için aşağıya bakınız.
- Please see below for details.
Daha fazla bilgi için www.example.com'a bakınız.
- See www.example.com for more information.
O, onu uğurlamak için istasyona gitti.
- He has been to the station to see her off.
Onu uğurlamak için az önce havalanındaydım.
- I have just been to the airport to see him off.
Benim çocukların okulda iyi davrandığına bakın.
- See that my children behave well at school.
Sayfa beşteki dipnota bakın.
- See the footnote on page 5.
Yarın işte görüşürüz.
- See you at work tomorrow.
İşten sonra beni görmeyi kabul ettiğin için teşekkür ederim.
- Thank you for agreeing to see me after work.
Bir arkadaşımı yolcu etmek için istasyondayım.
- I have been to the station to see a friend off.
O, öğretmenini yolcu etmek için istasyona gitti.
- She went to the station to see her teacher off.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
- Mary decided never to see him any more.
Seni gördüğüme mutluyum.
- I'm happy to see you.
Tom, bitişik odadaki ebeveynlerinin ne konuştuğunu duyup duyamayacağını anlamak için kulağını duvara dayadı.
- Tom pressed his ear against the wall to see if he could hear what his parents were discussing in the next room.
Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.
- I like to take things apart to see what makes them tick.
Bir doktorla görüşmek istiyorum.
- I'd like to see a doctor.
Gelecek yıl tekrar görüşmek ümidiyle.
- Hope to see you again next year.
I'll see your twenty dollars and raise you ten.
Yes, now I've seen it all!.
I've been seeing her for two months.
Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
I don't like seeing animals get eaten alive.
- I do not like seeing animals get eaten alive.
Tom said that he sees a lot of dead animals on the road.
- Tom said he sees a lot of dead animals on the road.