İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
- Having finished my work, I left the office.
Okulu bitirdikten sonra yurtdışında eğitim yapacağım.
- I will study abroad when I have finished school.
Tom bitiş çizgisini geçen son kişiydi.
- Tom was the last one to cross the finish line.
Orada Akai onlara katılır ve bu bitiş çizgisinin önünde herkese açık bir yarışma olur.
- There Akai joins them and it becomes a free-for-all in front of the finish line.
İşi tek başıma bitirmek istiyorum.
- I want to finish the work on my own.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
Burada işimiz neredeyse bitmek üzere.
- We're just about finished here.
Raporla işim bitmek üzere.
- I'm just about finished with the report.
Tom tabloya birkaç son rötuşları ekledi.
- Tom added a few finishing touches to the painting.
Birkaç son rötuş eklerim.
- I add a few finishing touches.