تعريف sections في الإنجليزية التركية القاموس.
- bölümler
Meryem, yolculuğun engebeli bölümlerinde destek için yürüyüş batonu kullandı.
- Mary used walking poles to assist her with the uphill and downhill sections of the journey.
- aksam
- kesitler
- bölümleri
- section
- {i} kesit
- section
- kısım
- section
- {i} bölüm
O, planlama bölümünde çalışıyor.
- He works in the planning section.
Bir sigara-içilmeyen bölümünüz var mı?
- Do you have a non-smoking section?
- selected sections
- (Bilgisayar) seçili bölümler
- ss
- (Askeri) Bak. "submarine"
- section
- {i} kesim
Manzara Batı Virginia'nın uzak bir kesimindeki küçük bir dağ köyüydü.
- The scene was a tiny mountain village in a remote section of West Virginia.
- section
- {i} (Tıp) operasyon
- section
- {i} kesme
- protected sections
- (Bilgisayar) korumalı bölümler
- section
- (Kanun) paragraf
- section
- yataklı vagonun bir parçası
- section
- kısımlara bölmek
- section
- (Tıp) operasyon
- section
- (İnşaat) altbölüm
- section
- seksiyon
- section
- kesimlemek
- section
- pafta
- section
- kesmek
- section
- grup
- section
- kol
Sigara içilen bölümde bir koltuk istedim.
- I asked for a seat in the smoking section.
Mary, platformlama bölümünü kolaylıkla temizledi.
- Mary cleared the platforming section with ease.
- section
- kesilme
- section
- reyon
- section
- göz
- cut into sections
- bölümlere ayır
- section
- dal
- section
- parça
- section
- şube
- section
- parçalara ayırmak
- section
- bölümlere ayırmak
- conic sections
- konik kesitler
- in sections
- bölümlerde
- into two sections or parts
- iki bölüm veya kısma
- iron sections
- demir bölümler
- numbering of sections
- bölümden numaralandırma
- section
- bölümde
Sigara içilmeyen bölümde bir yer istedim.
- I asked for a seat in the non-smoking section.
Sigara içilen bölümde bir koltuk istedim.
- I asked for a seat in the smoking section.
- section
- bölümlenme
- auxiliary sections
- yardımcı kesitler
- be separated into sections
- kısımlara ayrılmak
- clothing sections
- giyinme bölümleri
- clothing sections
- giysi bölümleri
- cut into sections
- bölümlere ayırmak
- duplicate selected sections
- (Bilgisayar) seçili bölümleri çoğalt
- empty sections
- kutu profiller
- line of sections
- (Askeri) kısımlar safı
- line of sections
- (Askeri) KISIMLAR SAFI: Bir birlik dahilinde, kısımların, ön sıralar aynı düz hat üzerinde olacak şekilde, yan yana dizildikleri düzen
- reorder sections
- (Bilgisayar) bölümleri yeniden sırala
- saving sections
- (Bilgisayar) bölümler kaydediliyor
- section
- (Tıp) Kesit, sectio
- section
- {i} (Geometri) kesit
- section
- {i} bölge
Bu, Tokyo'nun bir iş bölgesidir.
- This is a business section of Tokyo.
Liderler arasındaki çatışmalar sağlıksız bölgecilikle sonuçlandı.
- The conflicts among leaders resulted in unhealthy sectionalism.
- section
- {f} bölmek
- section
- {i} kompartıman
- section
- (Askeri) KISIM: 1. Gemilerde ve deniz uçaklarında bir filonun taktik tali bölümü. Normalde gemilerde 1-5, uçaklarda da 2 tanedir. 2. Bir büro, tesis, işyeri veya teşkilatın bir bölümü; özellikle bir karargahın büyük bölümlerinden biri. 3. Kara ordusu ve Deniz Piyadesinde taktik bir birlik. Takımdan küçük mangadan büyüktür. Bazı teşkillerde kısım mangadan ziyade temel taktik bir birliktir. 4. Esas kısım; ihtiyat asli teşkillerinin bir muharip sınıfı veya hizmeti temsil eden tali kısmı. 5. Bir ambarda; bir duvardan müteakip duvara kadar uzanan saha. Bir döşemenin genellikle en büyük bölümü. 6. BÖLGE, MENZİL SAHASI BÖLGESİ: Bak. "advance section", "base section", "basic branch", "intermediate section"
- section
- {i} (yataklı vagonda) kompartıman
- section
- inkıta
- section
- nde hükümetin malı olan 1 mil kare büyüklüğünde toprak parçası
- section
- yataklı vagonda kompartıman
- section
- {i} bölme
- section
- kesiş
- section
- {f} kısımlara ayırmak
- section
- {i} alt şube
- section
- {i} manga
- section
- bölüm,v.bölümlere ayır: n.bölüm
- section
- geom
- structural steel sections
- (İnşaat) strüktürel çelik profiller
- unhide sections
- (Bilgisayar) bölümleri göster