Bir saniyeliğine öleceğimi sandım.
- For one second I thought I would die.
Bir dakikada altmış saniye vardır.
- There are sixty seconds in a minute.
Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu.
- His second son married and settled down.
Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.
- Doctors refused to perform a second operation.
Patron sekreterine hafta sonuna kadar iyi bir fikirle gelmesini söyledi.
- The boss told his secretary to come up with a good idea by the end of the week.
Sekreterim terfî için sıkıştırıyor.
- My secretary is pushing for a promotion.
Wait a sec!.
... MR. LEHRER: Excuse me, one sec ' excuse, me sir. (Laughter.) We've got ' we've got ...
... to restrict us for a sec ...