Tom would like to know the reason.
- Tom sebebini bilmek istiyor.
To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back.
- Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.
He fully realizes that he was the cause of the accident.
- Kazanın sebebi olduğunun tamamen farkındadır.
Gravity causes objects to have weight.
- Nesnelerin ağırlığının sebebi yer çekimidir.