sebeb

listen to the pronunciation of sebeb
التركية - الإنجليزية
reason

Tom would like to know the reason. - Tom sebebini bilmek istiyor.

To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back. - Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.

cause

He fully realizes that he was the cause of the accident. - Kazanın sebebi olduğunun tamamen farkındadır.

Gravity causes objects to have weight. - Nesnelerin ağırlığının sebebi yer çekimidir.

sebeb olmak
Cause
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Edb: Harekeli bir harf ile sâkin bir harften veya iki harekeli harften meydana gelen parça. Bak: Esbab, Esbabperest
(Osmanlı Dönemi) Alâka
(Osmanlı Dönemi) Vâsıta. Âlet
(Osmanlı Dönemi) Bahane
(Osmanlı Dönemi) VECH
(Osmanlı Dönemi) MUTAVASSIT
sebeb
المفضلات