Fadıl her boş anı, Leyla'ya satın alınacak bir hediye için interneti araştırmakla geçirdi.
- Fadil spent every spare moment searching the web for a gift to buy Layla.
İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.
- He came to Tokyo in search of employment.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
- Many men set out for the West in search of gold.
Onlar mutluluğu aramaya gittiler.
- They went in search of happiness.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
- Many men set out for the West in search of gold.
O, kayıp çocuğunu aramak için gitti.
- She went in search of her lost child.
Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.
- All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
Araştırma ekibi onu uçurumun dibinde uzanırken buldu.
- The search party found him lying at the foot of a cliff.
Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
- Search and rescue operations began immediately.
Onlar mutluluğu aramaya gittiler.
- They went in search of happiness.
Onun işinden tamamen tatmin olduk.
- We were thoroughly satisfied with his work.
Onlar yağmurda tamamen ıslandılar.
- They got thoroughly wet in the rain.
Araştırma müdürü, departmana yeni bir ürünü test etmede esaslı bir iş yaptırdı.
- The research director had the department do a thorough job in testing the new product.
Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
- Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.
Polisler saatlerce Tom'un evini aradılar fakat onlar cinayet silahını bulamadılar.
- The police spent hours searching Tom's place, but they couldn't find the murder weapon.
Tom çok eksiksiz, değil mi?
- Tom is very thorough, isn't he?
Daha eksiksiz olmalıydım.
- I should've been more thorough.
Her şey hakkında çok titizdir.
- He is very thorough about everything.
Tom yıllardır Mary'yi arıyor.
- Tom has been searching for Mary for years.
Erkek kardeşimi arıyorum.
- I am searching for my brother.
Google'da arama yapmayı denedim ama ne yapacağımı bulamadım.
- I have tried searching on Google, but I can't find out what to do.
Muplis Lojban cümleleri aramak için küçük bir araçtır.
- Muplis is a small tool for searching Lojban sentences.
Polis binaları adamakıllı araştırdı.
- The police searched the premises thoroughly.
Ben burada adamakıllı eğlendim.
- I thoroughly enjoyed myself here.
John kazayı derinlemesine araştırdı.
- John investigated the accident thoroughly.
Tom çok kusursuz değildi.
- Tom wasn't very thorough.
Tom kusursuz, değil mi?
- Tom is thorough, isn't he?
Ben raporunun mükemmelliğini takdir ediyorum.
- I appreciate the thoroughness of your report.
Biz oldukça mükemmeldik.
- We were pretty thorough.
And so hang new suns 'cross the human way.
Now to the bottome dost thou search my wound.
With only five minutes until we were meant to leave, the search for the keys started in earnest.
To search the God of loue, her Nymphes she sent / Throughout the wandring forrest euery where .
The police are searching for evidence in his flat.
Search is a hard problem for computers to solve efficiently.
I searched the garden for the keys and found them in the vegetable patch.
... This is an example from the US with someone searching for ...
... discovered in the nineteen eighties by travelers searching for a simple life ...