seçimli

listen to the pronunciation of seçimli
التركية - الإنجليزية
optional
(Biyokimya) selective
alternative
elective
facultative
seçim
election

Is there any possibility that he'll win the election? - Onun seçimi kazanması için herhangi bir olasılık var mı?

Is there any possibility that he'll win the election? - Onun seçimi kazanması için herhangi bir ihtimal var mı?

seçimli döküm
selective dump
seçimli geçirgenlik
differential permeability
seçimli izleme
selective trace
seçim
choice

He had no choice but to give up school because of poverty. - Yoksulluktan dolayı okulu bırakmaktan başka seçimi yoktu.

Tom believes Mary made the right choice. - Tom Mary'nin doğru bir seçim yaptığına inanıyor.

seçim
selection

The selection process worked. - Seçim süreci işe yaradı.

My mother prefers the arbitrary selection of the lottery machines over my lucky numbers. - Annem benim şanslı numaralarımdansa loto makinesinin keyfi seçimini tercih eder.

seçim
option
seçim
(Politika, Siyaset) ballot

Today we went to the ballot box to vote for the European Parliament. - Bugün Avrupa Parlamentosu ile ilgili oy vermek için seçim sandığına gittik.

seçim
pick
seçim
the choice
seçim
the choice of
seçim
poll

It's too late to vote now. The polls are closed! - Şimdi oy vermek için çok geç. Seçim yerleri kapalı!

seçim
polling
seçim
choosing, selection
seçim
choice , selection
seçim
(siyasal) election, poll; choice, selection
seçim
elective
التركية - التركية

تعريف seçimli في التركية التركية القاموس.

seçim
Kanunlar, yönetmelikler uyarınca bir veya daha çok aday arasından belli bir veya birkaçını oy vererek seçme, intihap: "Seçim günleri yaklaştıkça iki komşu da propaganda faaliyetini büsbütün artırdılar."- H. Taner
seçim
Seçmek işi
seçim
Seçme işi
seçim
Kanunlar, yönetmelikler uyarınca bir veya daha çok aday arasından belli bir veya birkaçını oy vererek seçme, intihap
seçimli
المفضلات