You may choose any of them.
- Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
You may choose what you like.
- İstediğinizi seçebilirsiniz.
In the end she chose another kitten.
- Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
He was chosen to be a member of the team.
- O, takımın bir üyesi olarak seçildi.
You or I will be chosen.
- Siz ya da ben seçileceğim.
Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983.
- Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.
In 1860, Lincoln was elected President of the United States.
- 1860'ta Lincoln, ABD başkanlığına seçildi.
I hope to find a job of my own choosing.
- Kendi seçtiğim bir işi bulmayı umuyorum.
I made a big mistake when choosing my wife.
- Karımı seçerken büyük bir hata yaptım.
In 1860, Lincoln was elected President of the United States.
- 1860'ta Lincoln, ABD başkanlığına seçildi.
Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983.
- Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.
I don't think it's fair to single out Tom.
- Tom'u seçmenin adil olduğunu sanmıyorum.
Tom did a pretty good job of selecting music for the dance.
- Tom, dans için müzik seçimi konusunda iyi bir iş çıkardı.
The old selection process for judges was very unfair.
- Hakimler için eski seçim süreci çok haksızdı.
Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
- Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
Did you pick one yet?
- Henüz birini seçtin mi?
Pick one of the items on this list.
- Bu listedeki öğelerden birini seçin.
I want to pick out a present for my friend.
- Arkadaşım için bir hediye seçmek istiyorum.
Please help me pick out a sweater which matches my new dress.
- Lütfen bana, yeni elbiseme uyan bir süveter seçmede yardım et.
The president shall be selected by majority vote.
- Başkan çoğunluğun oyu ile seçilecek.
She selected a blue dress from the wardrobe.
- Elbise dolabından mavi bir elbise seçti.