Savaş, sen kazansan bile, seni daha yoksul ve daha güçsüz yapar.
- War makes you poorer and weaker, even if you win.
Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.
- Women are physically weaker than men.
Tom her saat başı gittikçe güçsüzleşiyor.
- Tom is getting weaker by the hour.
Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.
- Women are physically weaker than men.
Kızın sesi gittikçe zayıfladı.
- The girl's voice became weaker and weaker.
Biz yaşlandıkça, hafızamız zayıflar.
- As we grow older, our memory becomes weaker.
His influence in the committee became weaker and weaker.
- Sein Einfluss in dem Komitee wurde immer schwächer.
The yen is weaker than the dollar.
- Der Yen ist schwächer als der Dollar.