Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
- High tariffs have become a barrier to international trade.
Dünya vatandaşı olarak, kültürel engellerin üstesinden gelmenin yollarını biliyorum.
- As a citizen of the world, I know ways of overcoming cultural barriers.
Tom odasında kendine barikat kurdu.
- Tom barricaded himself in his room.
Zihninde yeni fikre karşı barikat kurulmuştu.
- Her mind was barricaded against the new idea.
Zihninde yeni fikre karşı barikat kurulmuştu.
- Her mind was barricaded against the new idea.
Çavuş Dan Anderson polis karakolunun etrafına barikat dikilmesini emretti.
- Sergeant Dan Anderson ordered a barricade erected around the police station.