Köpekleri eğitmek kolay değil.
- It is not easy to train dogs.
Tom köpeğini eğitmek için birini kiraladı.
- Tom hired someone to train his dog.
Sonraki durakta trenden ineceğim.
- I'm getting off the train at the next stop.
Az daha treni kaçırıyordum.
- I almost missed the train.
Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil.
- No special training is needed to operate this machine.
Son trene yetişmek için hızlı koştu.
- He dashed to catch the last train.
Trene zamanında yetişmek için acele etti.
- He hurried so as to be in time for the train.
O, birçok gruplara konuşmalar yaptı.
- He made speeches to many groups.
Küçük gruplar halinde ödev üzerinde çalışın.
- Work on the assignment in small groups.
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?
- What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?
1986'ya kadar İngiltere'nin okullarında, çocukları kemerlerle, değneklerle ve sopalarla cezalandırmak yasaldı.
- Until 1986, in the schools of England, it was legal to punish children with belts, sticks, and clubs.
Develerden oluşan uzun bir kervan batıya doğru ilerliyordu.
- A long train of camels was moving to the west.