scheduled

listen to the pronunciation of scheduled
الإنجليزية - التركية
{s} tarifeli

Uçağın tarifeli uçuş saati nedir? - What's the flight's scheduled arrival time?

(Bilgisayar) zamanlandı

Tom sonraki hafta Boston'a gelmek için zamanlandı. - Tom is scheduled to come to Boston next week.

(Bilgisayar) zamanı belirlenmiş
programlanmış olan
planlanmış

Toplantı zaten planlanmıştı. - The meeting has already been scheduled.

Senin uçağın saat kaçta kalkması planlanmıştır? - What time is your plane scheduled to take off?

zamanlanmış

Web sayfamız zamanlanmış bakım nedeniyle çevrimdışıdır. - Our website is offline for scheduled maintenance.

Web sayfamız zamanlanmış bakımdan dolayı çevrimdışıdır. GMT 2.30'da yeniden çevrimiçi olmayı bekliyoruz. - Our website is offline for scheduled maintenance. We expect to be back online by 2:30 GMT.

programlanan
{f} planla

Senin uçağının saat kaçta kalkması planlanmıştır. - What time is your plane scheduled to leave?

Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı. - The training session is scheduled to begin at 4 p.m.

{s} belirlenmiş
{s} tarifeye göre
schedule
{i} program

Amerika'da, benim programım hemen hemen her gün farklı ve benzersizdir. - In America, my schedule is different and unique nearly every day.

Programımızda bir değişiklik yapamayız. - We cannot make a change in our schedule.

schedule
{i} plan

Senin uçağın saat kaçta kalkması planlanmıştır? - What time is your plane scheduled to take off?

Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı. - The training session is scheduled to begin at 4 p.m.

scheduled airlines
(Havacılık) tarifeli havayolu şirketi
scheduled carrier
(Turizm) tarifeli taşıyıcı
scheduled service
(Turizm) tarifeli sefer
scheduled service
(Askeri) tarifeli servis
scheduled task
(Bilgisayar) zamanlanmış görev
scheduled departure
sögeninde hareket
scheduled fire
programlı ateş
scheduled flight
tarifeli uçuş
scheduled maintenance
programlı bakım
scheduled maintenance
bağdarlamalı bakım
scheduled receipt
tarifeli makbuz
scheduled times
belirli zamanlarda
scheduled tribe
kanunen tanınan kabile
scheduled bus services
(Eğitim) tarifeli otobüs servisi
scheduled chemicals
(Kimya) listelenmiş kimyasallar
scheduled cost
(Ticaret) önceden saptanmış maliyet
scheduled cost
(Ticaret) hesaplanmış maliyet
scheduled departure
saatinde hareket
scheduled event
(Bilgisayar) planlanmış olay
scheduled fire
(Askeri) ATEŞ ZAMAN CETVELİNE GÖRE YAPILACAK ATEŞLER: Bir amfibi harekatta, belirli bir zaman cetveline göre önceden hazırlanmış olan ateşler
scheduled flight
(Askeri) PROGRAMLI UÇUŞ, TARİFELİ UÇUŞ: Bak. "flight"
scheduled flight
(Askeri) programlı uçuş
scheduled image
(Bilgisayar) planlanmış görüntü
scheduled landing time
(Havacılık) planlanan iniş zamanı
scheduled maintenance
(Otomotiv) planlanmış bakım
scheduled maintenance
(Askeri) PROGRAMLI BAKIM: Teçhizatın bir takvim, mesafe veya çalışma saati esasına göre, periyodik olarak yapılması gereken bakım ve muayenesi. Ayrıca bakınız: "organizational maintenance", "march maintenance" ve "operating maintenance"
scheduled manoeuvre
(Askeri) planlı tatbikat
scheduled oil sample
(İnşaat) programlı yağ örnekleri
scheduled oil sampling
programlı yağ analizi
scheduled payments
(Ticaret) takvime bağlanmış ödemeler
scheduled procedure step
planlanmış işlem adımı
scheduled return time; special reaction team; standard remote terminal; strategi
(Askeri) planlanmış dönüş zamanı; özel müdahale timi; standart uzak terminal; stratejik olarak yeniden konumlandıırlabilir hedef
scheduled service
(Askeri) (AIR TRANSPORT) TARİFELİ SERVİS (HAVA ULAŞTIRMA): Bir tarifeye uygun olarak çalışan rutin bir hava ulaştırma hizmeti
scheduled session
Zamanlanmış Oturum
scheduled speed
(Askeri) belirlenmiş hız
scheduled speed
(Askeri) BELİRLENMİŞ HIZ: Bir konvoyun önceden belirtilmiş (planlanmış) devamlı sürati. Ayrıca bakınız: "convoy speed", "critical speed", "declared speed", "speed of advance"
scheduled stroll
programlanmış gezi
scheduled stroll
tarifeli gezi
scheduled supply
(Askeri) PROGRAMLANMIŞ İKMAL: Kullanan ve ikmalci durumundaki bir birliğe, ikmal maddeleri ihtiyaçlarından bazılarının veya tamamının bir zaman çizelgesine göre temin edildiği bir ikmal sistemi. Bu zaman çizelgesinde; maddelerin cinsi, miktarı, teslim zamanı ve yerleri belirtilmiştir
scheduled supply
(Askeri) programlanmış ikmal
scheduled target
(Askeri) PLANLANMIŞ HEDEF: Nükleer silahın desteklenen kuvvet harekatı sırasında belirli bir zamanda ateşleneceği önceden belirlenmiş hedef. Zaman, belirlenen zamandan sonra veya önce dakikalarla belirtilir veya daha önceden kararlaştırılmış bir hareket veya görevin başarılması ile belirtilir. Dost birliklerle ve uçaklarla işbirliği ve onların uyarılması mecburidir
scheduled task wizard
Zamanlanmış Görev Sihirbazı
scheduled tasks
(Bilgisayar) planlanan görevler
scheduled tasks
Zamanlanmış Görevler
scheduled time
(Bilgisayar) programlandığı zaman
scheduled time of arrival
(Havacılık) tarifeli varış saati
scheduled type
(Bilgisayar) zamanlanan tür
scheduled wave
(Askeri) Programlı dalga
scheduled wave
(Askeri) planlı dalga
schedule
çalışma saatlerini yazmak
schedule
{f} programlamak
schedule
{i} vardiya
schedule
{i} tarife

Bir otobüs tarifesi alabilir miyim? - May I have a bus schedule?

Tren tarifesini bilmiyorum, benim için öğrenebilir misiniz? - I do not know the train schedules, could you find out for me?

schedule
{i} program: I have a very busy schedule at the office today. Bugün ofisteki iş programım çok dolu
schedule
(Mukavele) program; iş programı ; tarife; liste
schedule
{i} liste: His name is not on today's
schedule
{i} ek
schedule
{f} planla

Senin uçağının saat kaçta kalkması planlanmıştır. - What time is your plane scheduled to leave?

Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı. - The training session is scheduled to begin at 4 p.m.

schedule
ders programı
schedule
{i} ilave
schedule
çizelgelemek
schedule
(Havacılık) programlama
schedule
zamanlama

Biz zamanlamanın gerisindeyiz. - We are behind schedule.

schedule
(İnşaat) döngü
schedule
çizelgeleme
schedule
(Ticaret) bilanço
schedule
listesini yapmak
schedule
(Ticaret) şema
schedule
(İnşaat) düzen

Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım. - I have to organize my schedule before the end of the month.

Tom bir son dakika toplantısı düzenledi. - Tom scheduled a last-minute meeting.

schedule
zaman planı
schedule
(Bilgisayar) zamanla

Tom sonraki hafta Boston'a gelmek için zamanlandı. - Tom is scheduled to come to Boston next week.

Oturumlarımı önceden zamanlayabilirim. - l can schedule my sessions in advance.

schedule
(Ticaret) faaliyet planı
schedule
(Ticaret) envanter
schedule
izlence
schedule
planlamak

Yarın için bir randevu planlamak istiyorum. - I'd like to schedule an appointment for tomorrow.

Bir randevu planlamak istiyorum. - I'd like to schedule an appointment.

schedule
tablo
schedule
program yapmak
schedule
planlama

Yarın için bir randevu planlamak istiyorum. - I'd like to schedule an appointment for tomorrow.

Bir randevu planlamak istiyorum. - I'd like to schedule an appointment.

schedule
(Ticaret) bordro
schedule
tasarlamak
schedule
cetvel
schedule
sögenini saptamak
schedule
liste
schedule
çizelge

Trenler vakit çizelgesine göre çalışıyorlar. - The trains are running according to schedule.

schedule
tarifesini yapmak
schedule
listeye kaydetmek
schedule
{f} zamanlamak
schedule
fiyat listesi
schedule
(tren/otobüs/vb.) tarife
schedule
bağdarlama
schedule
ileri bir tarih için gününü
long-scheduled
Uzun soluklu, uzun sürecek, uzun planlanmış

John decided to participate in a long-scheduled jazz concert.

pre-scheduled appointments
önceden belirlenmiş randevular
schedule
{i} zaman çizelgesi
schedule
{f} düzenle

Tom bir son dakika toplantısı düzenledi. - Tom scheduled a last-minute meeting.

Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım. - I have to organize my schedule before the end of the month.

un-scheduled
un-planlanmış
be scheduled
programa göre (belirli bir zamanda) olmak; tarifeye göre (belirli bir zamanda) olmak: His flight is scheduled to arrive at three o'clock in
bytes scheduled
(Bilgisayar) zamanlanan bayt miktarı
pre arranged or scheduled fire
(Askeri) ÖNCEDEN HAZIRLANMIŞ VEYA PLANLANMIŞ ATIŞ: Yeri veya yerleri bilinen hedeflere karşı usulüne göre planlanmış ve açılmış ateş. Bu gibi ateşler, kaide olarak, önceden planlanır ve önceden kararlaştırılmış zamanda veya süre içinde yerine getirilir. Bak. "fire" ve "scheduled fire"
schedule
çizelge,v.planla: n.plan
schedule
tarifeye geçirmek
schedule
{f} ilave etmek
schedule
tarife/program
schedule
(isim) tarife, şift, program, liste, ek, ilave
schedule
{f} tarifeye yazmak
schedule
(Askeri) ÇİZELGE, ZAMAN ÇİZELGESİ, TARİFE, PROGRAM
schedule
programla

Tom ve Mary birlikte vakit geçirmek için kendi yoğun programları içinde zaman bulmak için her fırsatı değerlendirirler. - Tom and Mary take every opportunity to find time in their busy schedules to spend time together.

Programları koordine etmek zordur. - Schedules are difficult to coordinate.

schedule
programa koymak
schedule
{f} şifte yazmak
unnamed day on which operations commence or are scheduled to commence
(Askeri) D günü: Belirli bir harekatın başladığı ya da başlayacağı gün (NATO)
الإنجليزية - الإنجليزية
Simple past tense and past participle of schedule
Planned; according to schedule
{s} planned, set for a certain time or date
planned or scheduled for some certain time or times; "the scheduled meeting"; "the scheduled flights had to be cancelled because of snow
past of schedule
slated
scheduled fire
prearranged fire delivered at a predetermined time
scheduled maintenance
maintenance at a regularly scheduled time
scheduled receipt
(Ticaret) A firmed (accepted) production, purchase or interplant replenishment order that is treated as an incoming supply by planning systems and nets against requirements based on the quantity and due date
scheduled to begin
set to begin, planned to start
scheduled to end
planned to terminate, planned to be over
schedule
To create a time-schedule
schedule
An allocation or ordering of a set of tasks on one or several resources
schedule
An annex or appendix to a statute or other regulatory instrument
schedule
Each of the five divisions into which controlled drugs are classified, or the restrictions denoted by such classification
schedule
A timetable, or other time-based plan of events; a plan of what is to occur, and at what time
schedule
To plan an activity at a specific date or time in the future

The next elections are scheduled on the 20th of November.

schedule
A slip of paper; a short note
schedule
{n} a small scroll, an inventory
budgeted cost of work scheduled
(Ticaret) (BCWS) The earned (standard) cost or budget value of project tasks scheduled to be completed for a given time period. A cumulative view of the planned costs based on the budget schedule
schedule
To form into, or place in, a schedule
schedule
An ordered list or table, e.g. a fee schedule
schedule
an ordered list of times at which things are planned to occur plan for an activity or event; "I've scheduled a concert next week" make a schedule; plan the time and place for events; "I scheduled an exam for this afternoon
schedule
If something is scheduled to happen at a particular time, arrangements are made for it to happen at that time. The space shuttle had been scheduled to blast off at 04: 38 A presidential election was scheduled for last December No new talks are scheduled
schedule
A time-based plan of events. A plan of what is to occur, and at what time it is to occur. A conveyance of such a plan, e.g. a written list
schedule
To add a meeting, appointment or event to ones personal schedule
schedule
A schedule is a plan that gives a list of events or tasks and the times at which each one should happen or be done. He has been forced to adjust his schedule We both have such hectic schedules. = timetable
schedule
A schedule is a written list of things, for example a list of prices, details, or conditions. = list
schedule
A schedule is a list of all the times when trains, boats, buses, or aircraft are supposed to arrive at or leave a particular place. a bus schedule
schedule
A written or printed scroll or sheet of paper; a document; especially, a formal list or inventory; a list or catalogue annexed to a larger document, as to a will, a lease, a statute, etc
schedule
{i} timetable, agenda, itinerary; plan, scheme
schedule
make a schedule; plan the time and place for events; "I scheduled an exam for this afternoon
schedule
an ordered list of times at which things are planned to occur plan for an activity or event; "I've scheduled a concert next week"
schedule
To create a schedule
schedule
In a school or college, a schedule is a diagram that shows the times in the week at which particular subjects are taught. to plan that something will happen at a particular time be scheduled for June/Monday etc
schedule
You can use schedule to refer to the time or way something is planned to be done. For example, if something is completed on schedule, it is completed at the time planned. The jet arrived in Johannesburg two minutes ahead of schedule Everything went according to schedule
schedule
{f} make a schedule, create a timetable; enter into a timetable; plan for a certain date
schedule
{i} timetable
schedule
sked
scheduled

    التركية النطق

    skeculd

    النطق

    /ˈskeʤo͞old/ /ˈskɛʤuːld/

    فيديوهات

    ... So it wasn't as scheduled. ...
    ... You mentioned that regularly scheduled programming has ...
المفضلات