Ani ses kuşları dağıttı.
- The sudden noise scattered the birds.
Sami, Leyla'nın ceset parçalarını şehir çevresine dağıttı.
- Sami scattered Layla's body parts around the city.
Kitaplar odanın etrafına dağılmıştı.
- Books are scattered around the room.
Her yere dağılmış boş teneke kutular vardı.
- There were empty cans scattered all over the place.
Sami, Leyla'nın ceset parçalarını şehir çevresine dağıttı.
- Sami scattered Layla's body parts around the city.
Ani ses kuşları dağıttı.
- The sudden noise scattered the birds.
Onları nereye saçtın?
- Where did you scatter them?
Çiftçi buğday tohumlarını tarlada saçtı.
- The farmer scattered the wheat seeds in the field.
... I'll believe it ' (scattered laughter) ' but that ' that is not the case, all right? ...