saygınlık

listen to the pronunciation of saygınlık
التركية - الإنجليزية
{i} prestige
repute
Grace
notability
esteem, respect, prestige, credit, eminence itibar, prestij
reputability
note
credit

You're giving me more credit than I deserve. - Ben hak ettiğimden daha fazla saygınlık veriyorsun.

honour [Brit.]
venerability
standing
odour [Brit.]
odor
cachet
esteem
respectability
importance
honor
esteem, respect, being esteemed
eminence
respect
goodwill
distinction
dignity
face
regard
{i} honour
{i} odour
respectableness
saygın
prestigious
saygın
reputable

Tom bought a used car from a reputable dealership. - Tom saygın bir bayiden kullanılmış bir araba satın aldı.

Tom is reputable, isn't he? - Tom saygın, değil mi?

saygın
{s} esteemed

Don't worry so much! For quite an esteemed expert such as myself, it's peasy lemon squeezy! - Bu kadar endişelenme! Benim gibi çok saygın bir uzman için bu iş çocuk oyuncağı!

I've been invited to speak in front of esteemed groups such as yourselves. - Sizin gibi saygın grupların önünde konuşmak için davet edildim.

saygın
{s} decent

Finding a decent man is more difficult than winning a lottery. - Saygın bir insan bulmak bir piyango kazanmaktan daha zor.

saygın
respectable

Tom is a respectable businessman. - Tom saygın bir işadamıdır.

That was a respectable performance, but it definitely wasn't sensational. - Bu saygın bir performans oldu, ama kesinlikle heyecan verici değildi.

saygın
important
saygın
{s} notable
saygın
{s} valued
saygın
eminent
saygın
recognized
saygın
August
saygın
honourable
güven, saygınlık, itibar
trust, reputation, reputation
saygın
highly respected
ekonomik saygınlık
solidity
saygın
commanding
saygın
respectable, respected, reputable, esteemed itibarlı, muteber
saygın
honorable
saygın
esteemed, respected
saygın
honourable [Brit.]
saygın
{s} reputed
saygın
wellthoughtof
التركية - التركية
Saygı görme, güvenilir olma durumu, itibar, prestij
izzetüikbal
fahamet
itibar
saygın
Değerli, değeri anlaşılmış, en üst düzeye ulaşmış
saygın
Saygı gören, sayılan
saygın
Değerli, değeri anlaşılmış, en üst düzeye ulaşmış: "A. Ş. Hisar, Türk romanında saygın yerini haklı olarak almıştır."- H. Taner
saygın
Mutebber
saygınlık
المفضلات