saydam

listen to the pronunciation of saydam
التركية - الإنجليزية
transparent

I become a transparent eyeball; I am nothing; I see all; the currents of the Universal Being circulate through me; I am part or particle of God. - Ben saydam bir göz küresi olurum; ben hiçbir şeyim; Ben her şeyi görürüm; Evrensel varlığın akımları beni dolaşır; Ben Allah'ın parçası ya da parçacığıyım.

Glass is a transparent and easily breakable material. - Cam, saydam ve çok kırılgan bir maddedir.

liquid

This transparent liquid contains poison. - Bu saydam sıvı zehir içerir.

This transparent liquid contains a kind of poison. - Bu saydam sıvı bir tür zehir içerir.

pellucid
hyaloid
Slide , transparent
transparent şeffaf
clear
lucid
filmy
diaphanous
hyaline
limpid
saydam olmayış
opacity
saydam olmama
opaqueness
saydam resim phot
slide, filmslide, transparency, lantern slide
saydam tabaka
cornea
saydam tabaka
anat . cornea
yarı saydam
Translucent, diaphanous
yarı saydam
diaphanous
التركية - التركية
İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf: "Atlet vücudunu bütünüyle gösteren, saydam bir sabahlık giymişti."- A. İlhan. Üzerindeki resim ve şekilleri beyaz bir zemin üzerine yansıtmak amacıyla tepegöz ve projeksiyona konan şeffaf, ışığı geçiren kâğıt veya madde, slayt
Diyapozitif
Asetat
Açık seçik, belirgin
İçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan (cisim), şeffaf
Üzerindeki resim ve şekilleri beyaz bir zemin üzerine yansıtmak amacıyla tepegöz ve projeksiyona konan şeffaf, ışığı geçiren kâğıt veya madde, slayt
şeffaf
saydam resim
Kolay anlaşılabilen resim
saydam tabaka
Gözün ön bölümünde bulunan, ışığı geçiren küresel zar, kornea
yarı saydam
Işığı geçiren, fakat arkasındaki nesnelerin sınırlarını ve biçimini belirgin olarak göstermeyen (nesne)
saydam
المفضلات