sayısız

listen to the pronunciation of sayısız
التركية - الإنجليزية
{s} countless

Countless people wait their turn in front of the butcher's. - Sayısız insan kasabın önünde sırasını bekliyor.

He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records. - O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.

{s} innumerable

There are innumerable stars in the universe. - Evrende sayısız yıldızlar var.

There are innumerable stars in the galaxy. - Galakside sayısız yıldızlar var.

numerous

The lovers exchanged numerous letters. - Aşıklar sayısız mektup alışverişinde bulundular.

I've been to Boston numerous times. - Sayısız kez Boston'a gittim.

untold
countless, innumerable, numberless
no end
numberless
numerous, countless, innumerable, numberless, myriad
no end of
umpteenth
umptieth
beyond number
infinite

The number of words that a language has is finite but the number of sentences is infinite, which is quite interesting. You can make countless numbers of sentences. - Bir dilin sahip olduğu kelimelerin sayısı sonludur, ama cümlelerin sayısı sonsuzdur, ki o oldukça ilginçtir. Sayısız cümle yapabilirsiniz.

umpteen
limitless
unnumbered
uncounted
myriad

The Way produces one, one produces two, two produces three, and three produces the myriad things. - Yöntem biri, bir ikiyi, iki üçü, ve üç sayısız şeyleri üretir.

indefinite
multiplexed
without number
myriad of
innumerous
unlimited
scoreless
sayı
count

Many countries depend on agriculture. - Çok sayıda ülke tarıma dayalıdır.

There are three different types of people in the world: those who can count, and those who can't. - Dünyada üç tip insan vardır: sayı sayabilenler, ve sayamayanlar.

sayı
number

Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings. - 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.

There are two zeros in the number 2010. - 2010 sayısında iki tane sıfır vardır.

sayı
issue
sayısız defa
heaps of times
sayısız kereler
times without numbers
sayısız kereler
umpteen times
sayı
figure

He will figure on inviting a lot of guests to the opening ceremony. - O, açılış törenine çok sayıda misafir davet etmeyi planlayacak.

Add up these figures. - Bu sayıları toplayın.

sayı
quantity

The symbol X usually stands for an unknown quantity in mathematics. - X sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.

sayı
score

Scores of people gathered in front of the Royal Palace. - Çok sayıda insan Royal Palace'nin önünde toplandı.

Scores of people visited Japan. - Çok sayıda insan Japonyayı ziyaret etti.

sayı
{i} cage
sayı
number, specified total of (people, things): Bunların sayısı yüzü geçmez. There's no more than one hundred of them
sayı
volume

Up to what volume of Naruto comics do you own? - Hangi sayıya kadar olan Naruto çizgi romanlarına sahipsin.

sayı
(Ticaret) points
sayı
tally
sayı
(Bilgisayar) numbers

Tom has a good head for numbers. - Tom'un kafası sayılara iyi çalışıyor.

Please add up the numbers. - Lütfen sayıları toplayınız.

sayı
run

Tom runs a lot of hotels. - Tom çok sayıda otel çalıştırıyor.

Our team scored five runs in the last inning. - Ekip son atışta beş sayı kazandı.

sayı
copy
sayı
digit

Tom digitized an old family photo and emailed it to his mother. - Tom, eski bir aile fotoğrafı sayısallaştırdı ve onu annesine e-postayla gönderdi.

Tom and others digitized about 200 books and put them online for free access. - Tom ve diğerleri yaklaşık 200 kitabı sayısallaştırdı ve onları ücretsiz erişim için internete koydu.

sayı
basket

There are few apples in the basket. - Sepette çok az sayıda elma var.

sayı
numeral
sayı
goal

When you have few goals, you get older. - Az sayıda amacın olduğunda yaşlanırsın.

sayı
number, issue (of a newspaper, magazine)
sayı
number , digit
sayı
sports point/points scored in a game; basketball basket; soccer goal
sayı
number, figure; number, issue; basket
sayı
point

Tom has a point here. - Bu konuda Tom pek de haksız sayılmaz.

sayı
conversion
sayı
button
sayı
number, unit in a numerical series
sayı
numerary
التركية - التركية
Sayılmayacak kadar çok, pek çok: "Hünerli elleriyle halkımızın eli öpülesi sayısız çalışkan analarından biriydi."- N. Cumalı
Sayılmayacak kadar çok, pek çok
sayı
Bir çokluğu belirtmek için kullanılan birim
Sayı
sayı levhası
Sayı
nüsha
Sayı
adet
sayı
Sayma, ölçme, tartma gibi işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu anlatan söz
sayı
Gazete ve dergi gibi sürekli yayınların bir bütün oluşturan, değişik tarih, numara taşıyan baskılarından her biri, nüsha
sayı
Bir spor karşılaşmasında karşılaşanlardan her birinin başarı derecesini tespit eden nicelik
sayısız
المفضلات