savunmada

listen to the pronunciation of savunmada
التركية - الإنجليزية
on the defensive
prepared to defend or protect against criticism, attack or aggression
prepared to defend one's actions, ready to justify one's actions
savun
{f} advocate

She advocated equal rights for women. - Kadınlar için eşit hakları savundu.

He advocates a revision of the rules. - Kuralların bir revizyonunu savunuyor.

savun
{f} defending

We are defending the same cause. - Biz aynı nedeni savunuyoruz.

I was defending myself. - Kendimi savunuyordum.

savun
defend

Paris did her best to defend her liberties. - Paris, özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.

It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers. - Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.

savun
argue for
savun
stick up for

I will never forgive you because you did not stick up for me at the meeting. - Beni toplantıda savunmadığın için seni asla affetmeyeceğim.

الفنلندية - التركية

تعريف savunmada في الفنلندية التركية القاموس.

savun
duman çıkarmak
savun
hiddetlenmek
savun
keskin kokulu gaz
savunmada
المفضلات