savunarak

listen to the pronunciation of savunarak
التركية - الإنجليزية
defensively
defending
savun
{f} advocate

She advocated equal rights for women. - Kadınlar için eşit hakları savundu.

He advocated the reduction of taxes. - Vergilerin azaltılmasını savundu.

savun
{f} defending

Tom was defending himself. - Tom kendini savunuyordu.

I was defending myself. - Kendimi savunuyordum.

savun
defend

The defenders checked the onslaught by the attackers. - Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.

Paris did her best to defend her liberties. - Paris, özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.

savun
argue for
savun
stick up for

I will never forgive you because you did not stick up for me at the meeting. - Beni toplantıda savunmadığın için seni asla affetmeyeceğim.

الفنلندية - التركية

تعريف savunarak في الفنلندية التركية القاموس.

savun
duman çıkarmak
savun
hiddetlenmek
savun
keskin kokulu gaz
savunarak
المفضلات