savar

listen to the pronunciation of savar
التركية - الإنجليزية
repelling
repellent
sav
{i} assertion
sav
argument

He presented an argument for the war. - Savaş için bir kanıt sundu.

This data is immaterial to the argument. - Bu bilgi savunma için önemsizdir.

sav
(İnşaat) hypothesis
sav
thesis

The defense of the master thesis is just happening next month. - Yüksek lisans tezinin savunması sadece önümüzdeki aya rastlıyor.

I am writing a thesis about international disputes after World War II. - II. Dünya Savaşı'ndan sonraki uluslararası anlaşmazlıklar hakkında bir tez yazıyorum.

sav
theorem
sav
proposition
sav
allegation
Güzelim diye mağrur olma tez savar vakti şebab
(Atasözü) Beauty is but skin deep

Güzelim diye mağrur olma, tez savar vakti şebab.(Güzellik gelip geçicidir.).

böcek savar
insect repellent
sav
peace be upon him
sav
pbuh
sinek savar
insect repellent
uçak savar
aircraft repellent
elektro-optik savar
(Askeri) antielectro optic
hafif uçak savar füzesi
(Askeri) light anti-aircraft missile
sav
log. thesis, proposition
sav
claim, assertion; argument
sav
position

This position makes me feel extremely vulnerable. - Bu pozisyon beni son derece savunmasız hissettiriyor.

sav
pretension
sav
word, saying
sav
law indictment, allegation, charge
sav
thesis, claim, assertion, allegation " tez, iddia; word; proverb
sav
contention
sivrisinek savar
mosquito repellent
tank-savar füzesi
sagger
yasak savar
rough and ready
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف savar في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

sav
saveloy, a type of sausage (see also "fair suck of the sav!")
sav
Backup file (saved file) / Configuration / Saved game situation (eg NetHack)
sav
A saveloy
sav
Staff Assistance Visit
التركية - التركية

تعريف savar في التركية التركية القاموس.

sav
dava
sav
Sav veya tez, bilimsel yöntemde belli on bilgilere dayanılarak, henüz kanıtlanmamış fakat mevcut bilgilerle mantıksal olarak çelişmeyen, bilimsel araştırma sürecinde doğrulanmaya çalışılan düşüncelerdir. Edebiyat dalında ise sav; atasözü anlamına gelmektedir. Bu kökten türeyen "savcı" kelimesi ise on bilgiye dayanarak, kanıtlanabilir bir düşünceyi ortaya koyan kişiyi ifade eder
SAV
(Osmanlı Dönemi) Niyyet
SAV
(Osmanlı Dönemi) Vatan
SAV
(Hukuk) İddia, defi
Sav
tez
sav
Eski Türklerde atasözü, tez
sav
Tanıtlanması gereken önerme, tez
sav
Atasözü
sav
İddia, tez: "Eleştiricilerimiz nasıl olur da böyle bir savda bulunabilirler?"- N. Cumalı
sav
İddia, tez
sav
Haber, söz
savar
المفضلات