Tom vahşice öldürüldü.
- Tom was found brutally murdered.
O, karısını vahşice öldürdü.
- He brutally murdered his wife.
Polisin gaddarlığı uzun süredir bir sorundur.
- Police brutality has been a problem for a long time.
Tom babasından acımasız bir dayak yedi.
- Tom received a brutal beating from his father.
Ezici bir çoğunluk acımasız cezanın kaldırılması için oy kullandı.
- An overwhelming majority voted to abolish the brutal punishment.
Böyle sert koşullar altında hiç kimse çalışamaz.
- No one can work under such brutal conditions.
İsyan çok sert bir biçimde bastırıldı.
- The uprising was brutally suppressed.