تعريف saturday and sunday في الإنجليزية التركية القاموس.
- weekend
- hafta sonu
Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
-In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
Jane durgun bir hafta sonu geçirdi.
-Jane spent a very flat weekend.
- weekend
- (isim) hafta sonu
- weekend
- haftasonu
Geçen haftasonu Boston'da çok eğlendim.
-I had a lot of fun in Boston last weekend.
Sadece ona haftasonunda ne yaptığı ile ilgili birkaç soru sormak istiyoruz.
-We just want to ask him a few questions about what he did last weekend.
- weekend
- (fiil) hafta sonunu geçirmek
- weekend
- hafta son
Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.
-Tom dreaded having to spend another weekend with Mary.
Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
-In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
- weekend
- hafta sonunu geçir
- weekend
- hafta sonu yapılan
المصطلحات ذات الصلة
تعريف saturday and sunday في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- weekend
- Saturday Night and Sunday Morning
- a novel (1958) by British writer Alan Sillitoe, about a young man, Arthur Seaton, who works in a factory. On Saturday nights he goes out, drinking a lot in pubs and has an affair with the wife of one of his friends. He was considered an example of the Angry Young Man of that time