Sonuç gerçekten tatmin ediciydi.
- The result was really satisfying.
Doyurucu bir yemekti.
- It was a satisfying meal.
Politikamız müşterilerimizi tatmin etmektir.
- Our policy is to satisfy our customers.
Sami, Leyla'yı tatmin etmek için her şeyi yaptı.
- Sami did everything to satisfy Layla.
Tom'u memnun etmek imkansız.
- Tom is impossible to satisfy.
Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek bir şey diyecektir.
- Some doctors will say anything to satisfy their patients.
Seni karşılamak için seçildim.
- I was chosen to satisfy you.
Şirket her zaman müşterilerini tatmin etmeye çalışır.
- The company always strives to satisfy its customers.
Bu Tom'u tatmin etmedi ve onlar arasındaki ilişki soğudu.
- This did not satisfy Tom, and the relationship between them cooled.
Doyurucu bir yemekti.
- It was a satisfying meal.
The complex numbers satisfy \exists x:x^2+1=0.
... the most satisfying in my career, I must admit. ...
... finding that those who are better educated enjoy more satisfying lives as well. ...