I never go out without buying something.
- Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.
I went to the department store with a view to buying a present.
- Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.
What do you want to buy?
- Ne satın almak istiyorsun?
Five thousand yen is enough to buy this dictionary.
- Beş bin yen bu sözlüğü satın almak için yeterlidir.
I love buying on eBay.
- eBay'dan satın almayı çok seviyorum.
I cannot afford buying a used car.
- Ben kullanılmış bir araba satın alma gücüne sahip değilim.
The couple wants to purchase a home.
- Çift, bir ev satın almak istiyor.
I would like to purchase some boots.
- Bazı botlar satın almak istiyorum.
Tom should have purchased flood insurance.
- Tom sel sigortası satın almalıydı.
They are saving their money for the purchase of a house.
- Bir evi satın almak için onlar paralarını tasarruf ediyorlar.
Purchasing power has greatly fallen.
- Satın alma gücü çok düştü.
The Argentine president said that diabetes is a disease of people with high purchasing power.
- Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.
We want to make it affordable.
- Bunu satın alınabilir yapmak istiyoruz.
I never go out without buying something.
- Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.
What do you want to buy?
- Ne satın almak istiyorsun?
The couple wants to purchase a home.
- Çift, bir ev satın almak istiyor.
I would like to purchase your latest mail order catalogue.
- Senin en son posta sipariş kataloğunu satın almak istiyorum.
This necklace is so beautiful that I'd like to buy in for my wife.
- Bu kolye o kadar güzel ki, karım için satın almak istiyorum.