sarışınlık

listen to the pronunciation of sarışınlık
التركية - الإنجليزية
fairness
blondness; blondeness
blondness
sarışın
blonde

Not all blondes are stupid. - Tüm sarışınlar aptal değildir.

The sisters are both blondes. - Kız kardeşlerin her ikisi de sarışınlar.

sarışın
{s} blond

She was a tall, slender blonde. - O, bir uzun ince sarışındı.

Blondes earn 7% more than women with any other hair color. - Sarışınlar diğer saç rengine sahip kadınlardan % 7 daha fazla kazanırlar.

sarışın
{s} fair

I can't understand how she can be so fair when her brother is swarthy. - Erkek kardeşi esmer olduğunda onun nasıl bu kadar sarışın olduğunu anlayamıyorum.

sarışın
fair hair
aptal sarışınlık yapmak
(Argo) blonde moment
sarışın
fair haired
sarışın
fair, fair-haired, fair-skinned, blond, blonde; blond, blonde
sarışın
blond/blonde (person)
sarışın
person with a fair complexion and light-colored hair; (a) blond; (a) blonde
sarışın
xanthochroid
التركية - التركية
Sarışın olma durumu
Sarışın
aşkar
sarışın
Sarı saçlı ve ak tenli kimse: "Yanındaki kapılardan biri açıldı, içeriye sarışın bir taze girdi."- R. N. Güntekin
sarışın
Sarı saçlı ve ak tenli kimse
sarışın
Sarıya yakın renkli: "Sarışın bir kış güneşi maviyi billurlaştırıyor, bulutları pamuk yığınlarına çeviriyordu."- T. Buğra
sarışın
Sarıya yakın renkli
sarışınlık
المفضلات