sansürlü

listen to the pronunciation of sansürlü
التركية - الإنجليزية
censored
Having had objectionable content removed; being something someone has censored
Simple past tense and past participle of censor
suppressed or subject to censorship; "the censored press in some countries
suppressed or subject to censorship; "the censored press in some countries"
past of censor
sansür
{i} censor

The news was censored for the time being. - Haberler şimdilik sansürlenmiştir.

I believe in censorship. I made a fortune out of it. - Ben sansüre inanıyorum. Onun sayesinde bir servet yaptım.

sansür
{i} censorship

I believe in censorship. I made a fortune out of it. - Ben sansüre inanıyorum. Onun sayesinde bir servet yaptım.

The Melbourne police raided the bookstore for violating censorship laws. - Melbourne polisi sansür yasalarını ihlal ettiği için kitapçıya baskın düzenledi.

sansür
cencorship
sansür
censure
sansür
bowdlerization
sansür
blue pencil
sansür
news blackout
sansür
expurgation
التركية - التركية
Sansür edilmiş
SANSÜR
(Osmanlı Dönemi) Fr. Neşr olacak şeylerin (kitap, film veya mektubların) hükümetçe kontrol edilmesi işi
Sansür
(Hukuk) ZENSUR
sansür
Sıkı denetim
sansür
Denetleme işini yapan kurul
sansürlü
المفضلات