The two people were shaking hands heartily as if they had not seen each other for years.
- Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı.
They sat still as if they were charmed by the music.
- Onlar sanki müzikten büyülenmiş gibi sessiz oturdular.
It seems like you know everything.
- Sanki her şeyi biliyorsun.
What is shown on television is, as it were, a reflection of what society is like.
- Televizyonda gösterilen şey, sanki, toplumun neye benzediğinin bir yansımasıdır.
The room smelled like someone had been smoking.
- Oda sanki birisi sigara içiyormuş gibi kokuyordu.
This time it seems as if he is telling the truth.
- Bu defa sanki o gerçeği söylüyormuş gibi görünüyor.
It seems as if my daughter is faintly aware that I'm not her real mother.
- Sanki kızım onun gerçek annesi olmadığımın biraz farkında gibi görünüyor.
Tom looks as though he's got a plan.
- Tom sanki bir planı var gibi görünüyor.
She looked as though she had seen a ghost.
- Sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyordu.