التركية - الإنجليزية
تعريف sanayi في التركية الإنجليزية القاموس.
- industry
Tom has a good job in the computer industry.
-Tom'un bilgisayar sanayinde iyi bir işi var.
Agriculture is an important industry in California.
-Tarım Kaliforniya'da önemli bir sanayidir.
- industrial
The Industrial Revolution took place first in England.
-Sanayi Devrimi ilk defa İngiltere'de ortaya çıkmıştır.
Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.
-Bölgenin sanayileşmesi çevresel tahribatı önlemek için çok dikkatli yapılmalıdır.
- sanayi atıkları
- (Çevre) industrial waste
- sanayi bankası
- (Ticaret) industrial bank
- sanayi bölgesi
- qualified industrial zone
- sanayi bölümleri
- (Ticaret) industry segments
- sanayi hizmetleri
- (Askeri,Ticaret) industrial services
- sanayi inkılabı
- industrial revolution
- sanayi işletmeleri
- (Ticaret) industrial enterprises
- sanayi katılımı
- (Askeri) industrial participation
- sanayi kolu
- (Ticaret) branch of industry
- sanayi mühendisi
- (Ticaret) industrial engineer
- sanayi parkı
- (Ticaret) industrial park
- sanayi politikası
- (Ticaret) industrial policy
- sanayi psikolojisi
- industrial psychology
- sanayi sektörü
- (Ticaret) industry sector
- sanayi sonrası toplum
- post industrial society
- sanayi ürünleri
- (Ticaret) manufactured goods
- sanayi ürünleri
- (Ticaret) industrial commodities
- sanayi bakanlığı
- Ministry of Industry
- sanayi odası
- Chamber of industry
- sanayi ve ticaret bakanlığı
- Ministry of Industry and Commerce
- sanayi ve ticaret müdürlüğü
- Department of Industry and Commerce
- Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
- (Hukuk) Ministry of Industry and Trade
- sanayi alanı
- (Çevre) industrial are
- sanayi atık suyu
- (Teknik,Ticaret) industrial waste water
- sanayi atığı
- industrial waste
- sanayi bakanlığı
- department of industry
- sanayi bakımından
- industrially
- sanayi bitkisi
- (Tarım) industrial crop
- sanayi bölgesi
- industrial area
- sanayi bölgesi
- industrial estate
- sanayi bölgesi
- industrial park
- sanayi casusluğu
- (Ticaret) industrial spying
- sanayi devrimi
- industrial revolution
Since the Industrial Revolution, the world population has more than tripled.
-Sanayi devriminden beri dünya nüfusu üç kattan daha fazla arttı.
The Industrial Revolution began in England.
-Sanayi devrimi İngiltere'de başladı.
- sanayi firması
- (Ticaret) industrial firm
- sanayi firması
- manufacturing firm
- sanayi fırçaları
- industrial brushes
- sanayi fırçası
- industrial brush
- sanayi gazları
- industrial gases
- sanayi gazı
- industrial gas
- sanayi gelir tahvili
- (Ticaret) industrial revenue bond
- sanayi gereçleri
- (Ticaret) industrial suppliers
- sanayi güvenlik belgesi
- (Askeri) industrial security clearence
- sanayi hisse senetleri
- industrial stocks
- sanayi hisse senetleri
- industrials
- sanayi hukuku
- (Kanun) industrial law
- sanayi hukuku
- (Kanun) industry law
- sanayi idaresi
- industrial administration
- sanayi ipoteği
- (Ticaret) industrial mortgage
- sanayi işletmeciliği
- industrial management
- sanayi kanunu
- (Kanun) industrial law
- sanayi kenti
- (İnşaat) industrial city
- sanayi kireci
- (Endüstri) industrial lime
- sanayi kralı
- (Ticaret) financial magnate
- sanayi kredisi
- (Ticaret) loan to industry
- sanayi kurumu
- industrial organization
- sanayi mahkemesi
- (Ticaret) industrial court
- sanayi mallan
- (Ticaret) industrial goods
- sanayi merkezi
- industrial centre
- sanayi muhasebesi
- (Ticaret) industrial bookkeeping
- sanayi mühendisliği
- industrial engineering
- sanayi odası
- association of manufacturers
- sanayi payı
- (Hukuk) industrial component
- sanayi politikası
- (Hukuk) industry policy
- sanayi radyografisi
- (Çevre) industrial radiography
- sanayi seferberliği
- (Askeri) industrial mobilization
- sanayi sergisi
- (Ticaret) industriapexhibition
- sanayi sigortası
- (Ticaret) prudential insurance
- sanayi suyu
- process water
- sanayi tarifesi
- (Ticaret) industrial tariff
- sanayi tesisi
- (Hukuk) industrial plant
- sanayi tipi buzdolabı
- commercial refrigerator
- sanayi tipi yakıtlar
- industrial fuel
- sanayi tipi ölçer
- (Çevre) industrial gauge
- sanayi traktörleri
- industrial tractors
- sanayi ve teknoloji bakanlığı
- Ministry of Industry and Technology
- sanayi yapısı
- industrial construction
- sanayi ölçeği
- (Ticaret) industrial scale
- sanayi öncesi toplum
- pre-industrial society
- sanayi önderi
- (Ticaret) captain of industry
- sanayi ürünleri ihracı
- (Ticaret) manufactured exports
- sanayi ürünleri sergisi
- (Ticaret) industrial exhibition
- sanayi ürünü
- (Ticaret) manufactured product
- sanayi şehri
- industrial town
- savunma sanayi
- (Askeri) defense industry
- organize sanayi
- organized industry
- besin sanayi
- food industry
- boya sanayi
- (Denizbilim) dye industry
- dokuma sanayi
- textile industry
- imalat sanayi
- (Kanun) manufacturing
- kilit sanayi
- (Ticaret) key industry
- kimya sanayi
- chemical industry
- konfeksiyon sanayi
- (Teknik,Tekstil) clothing industry
- maden sanayi
- (Madencilik) mining industry
- makine sanayi
- machine industry
- mobilya sanayi
- furniture industry
- nitelikli sanayi bölgesi
- (Ticaret) qualified industrial zone
- organize sanayi bölgesi
- organized industrial site
- organize sanayi bölgesi
- industrial estate
- otomobil sanayi
- auto industry
- otomobil sanayi
- car industry
- otomobil sanayi
- automotive industry
- otomobil sanayi
- automobile industry
- organize sanayi bölgesi
- Organised industrial zone
- otomotiv sanayi
- automotive industry
- yan sanayi
- Ancillary industry
- yan sanayi
- Supplier industry
- AET-Ticaret ve Sanayi Odaları Daimi Konferansı
- (Hukuk) Permanent Meeting of the Chambers of Commerce and Industry of the EEC
- Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği
- (Hukuk) Eurochambers
- Türk gemi inşa sanayi
- (Hukuk) Turkish shipbuilding industry
- UNİCE: Avrupa Sanayi ve İşverenler Konfederasyonu Birliği
- (Hukuk) UNICE
- ana sanayi
- basic industry
- ağır sanayi
- heavy industry
- hafif sanayi
- light industry
- havacılık sanayi
- aviation industry
- ikram servis sanayi
- catering industry
- inşaat sanayi
- building trade
- işleme sanayi
- (Hukuk) processing industry
- işletme sanayi
- (Hukuk) manufacturing
- konserve sanayi
- (Ticaret) packing trade
- kordon sanayi alanı
- (Askeri) waterfront industry area
- temel sanayi
- basic industry
- uçak sanayi
- (Hukuk) aircraft industry
- yerel sanayi
- (Ticaret) local industry
- yerli sanayi
- domestic industries
- şehir ve sanayi atıkları
- (Hukuk) urban (municipal) and industrial wastes
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف sanayi في التركية التركية القاموس.
- Ham maddeler işlemek, enerji kaynaklarını yaratmak için kullanılan yöntemlerin ve araçların bütünü, endüstri
- Ham maddeleri işlemek, enerji kaynaklarını yaratmak için kullanılan yöntemlerin ve araçların bütünü, endüstri
- (Osmanlı Dönemi) SANAİ'
- endüstri
- SANAYİ
- (Osmanlı Dönemi) San'atlar
- sanayi bölgesi
- Sanayinin yoğun olarak yer aldığı bölge
- sanayi kuruluşu
- Sanayi ham maddesini işleyen ve üretim sağlayan kuruluş
- sanayi odası
- Sanayiciler arasında dayanışmayı sağlamak, ortak sorunlarla uğraşmak, yabancı sanayicilerle ilişki kurmak, ortak çıkarları korumak için yasa ile kurulan, tüzel kişiliğe sahip kurum
- sanayi sitesi
- Pek çok sanayi kuruluşunun bir arada bulunduğu semt veya bölge
- sanayi yatırımı
- Sermayesini sanayi alanında değerlendiren iş kolu
- sanayi ülkesi
- Ekonomisinin ağırlığını sanayi ürünleri oluşturan ülke
- yan sanayi
- (Otomotiv) Ana sanayiye yardımcı sanayi kolu
- ağır sanayi
- Üretim araçları yapan sanayi
- hafif sanayi
- Çeşitli tüketim malları üreten sanayi
- organize sanayi
- Birbirini bütünleyen, değişik sanayi kollarının ve kuruluşlarının oluşturduğu iş alanı
المصطلحات ذات الصلة
sanayi
الواصلة
sa·na·yiالنطق
Resimler
السابق
المفضلات