I've brought you a little something.
- Sana küçük bir şey getirdim.
That tie suits you very well.
- Bu kravat sana çok iyi uyuyor.
If I were a bird, I would have been able to fly to you.
- Bir kuş olsam, sana uçabilirim.
If I had wings, I would fly to you.
- Kanatlarım olsa, sana uçarım.
My love for you won't let me tell you everything. Some things are better left unsaid.
- Sana olan aşkım sana her şeyi söylememe izin vermeyecek. Bazı şeyler söylenmemiş olarak bırakılsa iyi olur.
Even your faults do not lessen my respect for you, and in friendship this is what counts.
- Senin hataların bile sana olan saygımı azaltmaz ve arkadaşlıkta önemli olan budur.
Twice and thrice had I loved thee before I knew thy face or name.
- Adını öğrenmeden ve yüzünü görmeden önceleri de sana âşıktım.
Could you put a period at the end of your sentence, please?
- Sana ait cümlenin sonuna bir nokta ekleyebilir misin, lütfen?
That white dress looks good on you.
- O beyaz elbise sana yakışıyor.
Tom likes wearing white socks with his sandals.
- Tom sandalları ile beyaz çorap giymeyi seviyor.
Haven't you heard? said Belinda. Joan's ill! She'd got a high temperature, and she's in bed in the San..