They sat still as if they were charmed by the music.
- Onlar sanki müzikten büyülenmiş gibi sessiz oturdular.
The two people were shaking hands heartily as if they had not seen each other for years.
- Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı.
It seems like you know everything.
- Sanki her şeyi biliyorsun.
It feels like it's going to absorb you into another world.
- Sanki o seni başka bir dünyaya çekecek.
What is shown on television is, as it were, a reflection of what society is like.
- Televizyonda gösterilen şey, sanki, toplumun neye benzediğinin bir yansımasıdır.
It seems as if my daughter is faintly aware that I'm not her real mother.
- Sanki kızım onun gerçek annesi olmadığımın biraz farkında gibi görünüyor.
This time it seems as if he is telling the truth.
- Bu defa sanki o gerçeği söylüyormuş gibi görünüyor.
Tom looks as though he wants to cry.
- Tom sanki ağlamak istiyor gibi görünüyor.
She spoke as though nothing had happened.
- Sanki hiçbir şey olmamış gibi konuştu.