We didn't intend to attack him.
- Niyetimiz ona saldırmak değildi.
They said his army was not strong enough to attack.
- Onlar onun ordusunun saldırmak için yeterince güçlü olmadığını söylediler.
The guide sat at the front right of the raft.
- Rehber salın ön sağında oturdu.
Tom floated downstream on a raft.
- Tom bir salla akıntı yönünde batmadan yüzdü.
Fadil started attacking Layla.
- Fadıl, Leyla'ya saldırmaya başladı.
Attacking Libya was a serious mistake.
- Libya'ya saldırmak ciddi bir hataydı.
Tom floated down the river on a raft.
- Tom bir sal üzerinde nehirden aşağı süzülüyordu.
Tom floated downstream on a raft.
- Tom bir salla akıntı yönünde batmadan yüzdü.
Tom was carrying a lot of cash when he was mugged.
- Saldırıya uğradığında Tom birçok nakit taşıyordu.
Mary was mugged on her way home.
- Mary eve giderken saldırıya uğrayıp soyuldu.