تعريف salak في التركية الإنجليزية القاموس.
- fool
Stop trying to play me for a fool!
- Beni salak yerine koymaya çalışmayı durdur.
- stupid
Are you fucking stupid?
- Katıksız salak mısın?
I made a stupid mistake.
- Salakça bir hata yaptım.
- idiot
You idiots deserve to lose.
- Siz salaklar kaybetmeyi hak ediyorsunuz.
I was an idiot to believe Tom.
- Tom'a inanacak kadar salaktım.
- silly
Are you a movie star now? No, silly.
- Sen şimdi bir film yıldızı mısın? Hayır, salak.
- crazy
- (Argo) lamer
- doltish
- dopey
- (Argo) schmo
- gullible
I doubt Tom is really that gullible.
- Tom'un gerçekten o kadar salak olabileceğinden kuşku duyuyorum.
- dimwitted
- sucker
- (Argo) arsehole
- dolt
- addlepated
- daft
- obtuse
- berk
- clot
- country bumpkin
- cretin
- silly, foolish, stupid, daft, cuckoo, dim, dense; fool, clot, booby, idiot, ass, ninny, goon, dope, chump, cretin
- (Argo) loggerhead
- ditzy
- cockeyed
- dope
- cuckoo
- ninny
- (Argo) ass hole
- (Argo) bird brain
- chump
- jerky
- dopy
- half-witted, feeble-minded, imbecilic, dunderheaded, addlepated
- (Argo) galah
- (Argo) dipstick
- (Argo) fruit loop
- (Argo) dickhead
- insulse
- (Argo) dag
- (Argo) dumbass
Every dumbass with a camera thinks he is a photographer.
- Kameralı her salak, fotoğrafçı olduğunu düşünür.
- foolish
- saccadic
- (Argo) gaby
- twirp
- (deyim) out to lunch
- (Konuşma Dili) dimwit
How come you ate the cucumber, you dimwit? You knew that I wanted to make a cucumber mask!
- Neden benim salatalığımı yedin seni zavallı salak? Salatalıktan maske yapmak istediğimi biliyordun!
- (deyim) hare-brained
- (Konuşma Dili) dim-wit
- (Argo) jobbernowl
- shlemiel
- (Argo) drongo
- hammerheaded
- half witted
- dorky
- lefthanded
- (Argo) fagass
- (Argo) plonker
- (Argo) rassgat
- (Argo) gaumless
- halfwit
Only a halfwit would say something like that.
- Ancak bir salak böyle öyle bir şey söylerdi.
- booby
- bugger
- goon
- twit
- nitwit
- ass
- dummy
- apish
- half-witted
- salak herif
- (Argo) dumbass
- salak numarası yapmak
- (deyim) act the fool
- salak numarası yapmak
- (deyim) play the fool
- salak ya da iğrenç kişi
- shmo
- salak yerine koymak
- treat somebody like a fool
- kahrolası salak
- damned fool